bugün

ben bir martı olsam

son martı

bir öğle sonrası, güneşli
vitrin...ardında resim sergisi
içeri girsem benim baldırı çıplaklığım
içeride lordlar kamarası, kalırım dışarıda...
her gün bir üniversite kurulur beynimde,
her gün yerle bir olur kitaplar.
bir resme diksem gözlerimi
bunu anlatırım kendime, camekan dağılır.
yayılan içki kokusudur şimdi
sergiden kalsa kalsa bu kalır geriye
diye düşünürken
günlerden cumartesi hızla çıkar karşıma
dövülen kadınlar...eksilen güvercinler...

işe gitmediğim bir cumartesi tuhaf duruyor.
böyledir yaşamak, soluklanıp üç şiir okumanın
altı gün çalıştırılmaktır cezası.
saf şey kalmış mıdır dünyada,
pazarlanırken ay ışığı, gece ve yıldızlar...
gökyüzünün altında demire keser insan sevgisi.
taşı fırlatan çocuğun düşlerindeki
martılarla dans eden kızdan kalan
kum taneleri dağılır.
yitmez bu fırtınada o ağıt yeniden yakılır.
denizinden en son martılar kovulur

(bkz: selçuk yamen)