bugün

gustavo santaolalla

insanı masalsı diyarlara götüren ve ''gitmek istemiyorum, çıkmak istemiyorum bu diyardan! rüyaysa bu lütfen allahım öyle kalsın! memnunum ben hayatımdan. zaten gerçek dünyanın ne hayrını gördüm ki, bırak burda kalayım işte. uyandırma beni bu eşsiz, güzel düşümden, uyansam ne olacak ki hem? dünün aynısını yaşamaktan bıktım, usandım. ben bu ezgilerle beraber yaşamak istiyorum işte anla artık! beni bundan mahrum etme!'' gibi epik ve duygusal mısraları dilimize, kızgın bir demir ile dağlayan usta sanatçı.

babel filmindeki o eşsiz ezgiler hala kulaklarımda çınlar, hala beni başka alemlere götürür. inanılmaz bir duygu yoğunuluğu vardır şarkılarında ki ezgilerinin her notası başka bir masalı anlatır...

hepimiz bu fani dünyanın riyakar insanlarından, riyakar hayatlarından bıkmışızdır, gına gelmişizdir. sürekli başka bir alemde yaşama gereği hissetmişizdir, işte böyle bir durumda rüyalar devreye girer ve bizi bu bok çukuru dünyadan götürür. ama rüyalar sadece uyku sırasında çıkmaz karşımıza...

uyanıkken rüya mı görmek istiyorsunuz, o zaman gustavo'dan hiding it ve deportation/iguazu parçalarını dinlemelisiniz. yüzünüz düşecek, geçmişiniz aklınıza gelecek ve geçmişin muhasebesini yapacaksınız...