bugün

bir erkeğin hayalindeki eş modeli

sadece güzel olan bir kadın istemezler, o güzelliğin içinde erkeğin kendi ruhunu bulabilmesini isteyen kadını, sadece güzelliğiyle değil, bütün güzelliklerinin içinde bir hanımefendi olabilmeyi başarabilen kadını,

güzellik takıntısı içerisindeki kadını değil, o güzelliğe aklını katabilen kadını..

avuçlarını sımsıkı kavrayarak emin ellerde hissettiren kadını,

konuşmayan beynini didiklemeyen kadını, sıradan ve kabullenilebilir; yaşamın ne olduğunu bilen kadını...

şatafat düşkünü olmayan, sımsıcak bir öpücüğün bir tek taş yüzükten daha değerli olduğunu bilen kadını, özel günleri, evlenme günleri ve bilumum ardı arkası kesilmeyen özel gün sendromlarında pahalı hediyeler istemeyen, sadeliğin içerisinde kendini farkettiren kadını...

duruşu, oturuşu ve yürüyüşü abartılı olmayan kadını, ekonomiden, politikadan, spordan ve kültürel olaylardan haberi olan kadını,

oligarşi, monarşi, revalüasyon, ofsayt gibi kelimelerin anlamını bilen kadını
gezip eğlenmek yerine, pazar parasını kozmetiğe yatırmayan; domatesin, ekmeğin,
soğanın, kıymanın kaç para olduğunu bilen kadını;

marka moda düşkünlüğünü yerine sökük, paça boyu, fermuar dikebilen kadını...

marifetlerini sadece erkeği elde ederken göstereni değil, tüm elinden gelen marifetleri içinden gelerek, göstermelik olmadan yapabilen kadını...

dır dır konuşup adamın sinirini bozup, kafatasını attırmayan, körolası dilini gerektiğinde tutabilen kadını...

sadece alışveriş merkezlerine gidip ne bulduysa alan kadını değil, erkeğinin gömlek ve ayakkabı numarasını bilen ona hitap edenleri almasını bilen kadını...

sadece kendi giyiminden sorumlu olup kendini giydiren değil, zevki erkeğini giydirecek kadar yerinde olan kadını...

erkeğini dizlerinde tüyleri okşanan bir kedi hissettiren kadını... "çağırdım, gelmedin, geç kaldın, aramadın, sormadın, kiminleydin, hesap ver" demeyen yüreğiyle güvenen ve inançlarıyla sokulan kadını... sınırları zorlayıp, salya sümük ağlamayan, kıytırık nedenlerden hır gür çıkarmayan, sözü dinlenir, anlaşılır kadını..

hayatı giyim kuşam üzerine kurulu olmayan, erkeğinin giydiği gömleğe hangi pantolonun yakıştığını, uyum ve uyumsuzluğun ne olduğunu bilen kadını...

"of yoruldum, beni ara, beni al, beni bul, bunu isterim" yerine "sence de uygunsa, yanındayım, ben gelirim, merak etme" diyebilen kadını...

çıtır çerez gibi "bir günlük - gecelik" olmayan "ömürlük" huzuru taşıyabilen kadını...
sadece seksi leydi olmayı bilen değil, yeri geldiğinde hanım sultan olarak söz geçirmesini bilen kadını...

küsmeyen kadını, kaprissiz kadını.

sık boğaz edip yalancı durumuna düşürmeyen, karşısındaki erkeği taşıyabilen kadını taşıyabilmektir...

her tartışma sonunda karşısındaki ayrılmakla tehdit etmeyen demek değil, sabırlı ve gururuna dokundurmadığı gibi, karşı tarafında gururunu incitmemeyi bilen kadını,

tuzu az, şekeri çok gibi limiti olmayan prosedürsüz yemeklerle işi olmayan, pastırmalı kurufasülyenin yanına tereyağlı pilavı kondurabilen ve salatasız yemeğe erkeğini oturtmayan kadını...

güzel kokmak için yarım şişe parfümü yerine öpüldüğü zaman etrafa buram buram parfüm değil aşk kokuları saçabilen kadını...

bir hamur gibi karmasını bilen o hamura kendisini de katabilen kadını...

parası yokken ezik, varken kudurmuş olan değil de paranın gücünün farkında olan kadını

değerlerini bir anlık hevesler uğruna terkeden değil, namussuzluğunu, ahlaksızlığını ancak ve ancak erkeğini baştan çıkarırken kullanan, yan gözle adam kesmeyen kadını
sözüne güvenilir olan kadını, sıkı bir çeneye sahip olan kadını,
kıkırdamayan, boş bakmayan rol yapmayan kadını...

komplekslerini güzelliğiyle örtmeye çalışmayan, kendisini sevebilen kadını...

sevdiği insanı parayla pulla, kariyerle, güçle, kimin ne dediğiyle sınırlayan değil, sevdiği erkeği sadece o olduğun için seven kadını

eş olarak isterler de; kendilerin n'aparlar bilinmez...