bugün

yazma ihtiyacı

bizi yazmaya itenin ne olduğunu buldum sonunda: içimizdeki o kimselerinkine benzemez, derin ve yoğun dünyayı anlatma ve diğerlerini buna hayran bırakma dürtüsü.

Hergünün hayatını yaşarken karşılaştığımız hiç kimse yeteri kadar donanımlı ve duyarlı değil. Ya göremiyorlar ya da bakmıyor şaşkınlar. Oysa bizim adamız en güzeli. Gemileri bir batsa, kumsallarımıza bir sürüklenseler bilinçsiz, yarı baygın, görecekler ne harika olduğumuzu. Yani ada sahillerimizin reklamını yapmak için yazarız.

Önce bu işi bizden önce yapmaya başlayanlar arasından hayran olunacakları bulur çıkarır ve hafif hafif taparız. Sonra okudukça özgüvenimiz artar, kusurlarını bulmaya başlarız. Kimi buralarda kalır. Kimimiz gemi azıya alır, -ben daha iyisini yaparım- evresine geçeriz. Öyle ya; hepimizin hayatı romandır, bir dinleyen bulsak en az on volümlük bir seri çıkarırız kasmadan.

yazar notu: Benim hayatımdan roman falan çıkmaz. Öyle uzun soluklu hiç birşey yaşamadım ben. Olaylarımın arasında mekan, zaman ve kişi bütünlükleri yok. Kekeme de değil, hıçkırık gibi şeyler. Bu yüzden entrylerle kifayet ediyorum. Sıradaki !

(bkz: her tanrı bilinmek ister)
güncel Önemli Başlıklar