bugün

arapça nın diğer dillerden üstün olması

kur'an-ı kerim'de çok sayıda yerde allah-ü teala'nın * bizlere öğrettiği gerçekliktir.

önemli not: müslüman arkadaşlar... yüce kur'an ın tek bir ayetini dahi inkar ederseniz islam dininden çıkmış oluyorsunuz. allah'ın gönderdiği din de kitap da peygamber de ilk günkü gibi bozulmamış, dupduru kalmıştır. ve yine kıyamete kadar o'nun garantisindedir. aşağıda geçenler, o hocanın bu hocanın yorumu, düşüncesi değil, noktasına dokunulmamış kur'an-ı kerim ayetleri yani allah kelamıdır.

(bkz: bismillahirrahmanirrahim)

biz onu, anlayasınız diye, arapça bir kuran olarak indirdik.
(bkz: yusuf suresi 2)

böylece şehirlerin anası olan mekke'de ve çevresinde bulunanları uyarman, şüphe götürmeyen toplanma günü ile uyarman için sana arapça okunan bir kitap vahyettik. insanların bir takımı cennete, bir takımı da çılgın alevli cehenneme girer.
(bkz: şura suresi 7)

işte biz o kur'an'ı arapça bir hüküm kaynağı olarak indirdik. eğer sana gelen ilimden sonra onların keyiflerine uyarsan, allah'tan sana ne bir dost nasip olur ne de bir koruyucu.
(bkz: rad suresi 37)

bunu, eğri-büğrüsü olmayan arapça bir kur'an olarak indirdik ki, korunup sakınabilsinler.
(bkz: zumer suresi 28)

"ona bir insan öğretiyor" biçimindeki sözlerini elbette biliyoruz. amaçladıkları kişinin dili yabancıdır, bu ise apaçık arapça bir dildir.
(bkz: nahl suresi 103)

biz onu işte böyle, arapça bir kur'an olarak indirdik ve onun içinde tehditleri türlü ifadelerle sıraladık ki korunabilsinler, yahut da kur'an onlara yeni bir hatırlatıcı/hatırlatma sunsun.
(bkz: taha suresi 113)

bilen bir topluluk için, arapça bir kuran olarak ayetleri açıklanmış bir kitaptır.
(bkz: fussilet suresi 3)

o ayan-beyan bilgi veren kitap'a yemin olsun ki, biz onu akıl erdiresiniz diye arapça bir kur'an yaptık.
(bkz: zuhruf suresi 2 ve 3)

onu yabancı dilde bir kuran kılsaydık, "onun ayetleri açıklanmalı değil miydi?" diyeceklerdi. ister yabancı dil, ister arapça olsun, de ki, "o, inananlar için (dilleri sözkonusu olmaksızın) bir rehber ve şifadır. inanmayanların ise kulaklarında ağırlık vardır. onlara sanki uzak bir yerden sesleniliyor gibi onlara kapalıdır.”
(bkz: fussilet suresi 44)

şimdi,

sözüm burada sadece müslümanlara...
bu tip yazıları türkiye'nin 85 senedir içine sürüklendiği sistem ve yöneticileri sizin karşınıza çıkartmazlar ki düşünmeyesiniz, kafanızda en azından bir acaba dahi oluşmasın.
bu ayetlerin önce ve sonralarını da evlerimizde bulunan kur'an-ı kerimlerden takip edelim.

unutmayalım ki eğer elhamdulillah müslümanız diyebilmemiz için, bu din için bir şeyler yapmak zorundayız...