bugün

kurtuluş savaşı

siyasete hele de ideolojilere kurban edilemeyecek bir mücadeledir. bu mücadele verilirken sovyetlerde bolşevik devrim olmuş ve komünizm daha emeklememiştir bile. bu mücadele olduğunda pan-islamizm akımı çökmüş, arap devletleri din bağlarını kopartmış ve her biri bugün cetvelle çizilecek olan sınırlara doğru yelken açmışlardır. bu savaş olduğunda garbcılık ideolojisi anadolu'daki en büyük yıkımını yaşamış ve artık garb denilen terim "tek dişi kalmış canavar" olarak anılır olmuştur. siyonizm tehlikesi ve meşhur 100 yıllık plan uygulamaya konalı 40 yıl olmuş emperyalizm kelimesi literatüre bile girmemiştir.

kurtuluş savaş'ı olduğunda halk kahramanı çok aydın(!) insanlar rusya'ya fransa'ya italya'ya kaçmış ancak orada da boş durmamışlar, batı hükümetlerine karşı jurnalci sıfatıyla yaltaklanmaya çalışmışlardır. ayıdan post onlardan dost olmayacağını anladıklarında ise cumhuriyet ilan edileli 10 yıl olmuş, millet kendi külerinden zümrüt-ü anka misali doğmuştur. artık mutlak eşitlik denen şeyin hayal olduğunu, bizzat erzurumda, artvinde, batumda, ağrıda mezalimlerle öğrenmiştir memleketimin oğulsuz kalmış anaları, kocasız kalmış kadınları, babasız kalmış cocukları.

bu savaş ideolojilerin zaferi değil ancak ve ancak milletin mücadelesi ve savaşı olmuştur.

ulu önder'i şuraya buraya sıvayarak ancak komik olabilen aydın(!)lar daha sonra yurt toprağına hiç değilse gömülebilmek için memleketimde çınar ağacı aramaya, atatürk'e kurtuluş savaşı destanları, sarı zeybek benzetmeleri, hatta sarı kurt evet sarı kurt benzetmeli şiirler yazarak yaltaklanmaya çalışmışlardır.

ulu önder bunların foyasını 10-15 tanesini karadeniz'imin azgın sularında boğdurtarak çıkartmış, dışarıdan gelen yalancı yılışıklıklara gereken mesajı kanla vermiştir. milleti ancak yine milletin azmi ve kararlığının kurtaracağını da belirterek, bu toprakların, bu insanların x-izm'lerle değil cumhuriyetle yönetileceğini ayan beyan belli etmiştir. o dışarıdan yaltaklanan aydın bozuntularına ise öldükten sonra mahkeme kararları çıkartmaya çalışarak un ufak kemiklerinin bu ülke topraklarına getirtme haysiyeti veya haysiyetsizliği kalmıştır. hakimiyet ne bir ölüye, ne bir puta ne bir ideolojiye yanlız ve yanlız millete ve onun kültürel unsurlarına aittir diyerek noktayı koymuştur. hakimiyet ve kurtuluş savaşı; savaş var diye kaçmayıp süngüye siper olan analara ve onların bugün yaşamakta olan torunlarına aittir.