bugün
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım14
- uzağı göremeyen insan14
- bir şarkı sözü der ki11
- anın görüntüsü22
- arkadaşlar cumaya neden gelmediniz15
- evlilik19
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız10
- nickini google da aratınca çıkan ilk görsel17
- kekeme olan biri doktor olurmu9
- seni seviyoruz insan olmaya çeyrek kala8
- ali erbaş12
- bik bik moderatör olsun19
- icardi19058
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi13
- bik bik moderatör olunca bana kız ayarlar mı10
- kent lokantası niye bedava değil demek24
- antalya'ya abartılmış şehir diyen göt11
- avrupanın yarrağı yemesi yakındır21
- istanbul suriyenin başkentidir12
- 26 nisan 2024 adana demirspor galatasaray maçı46
- kültürlü entelektüel alçak gönüllü güzel kadın8
- türkiyede çok abartılan arabalar18
- nervio'nun ellerinde cenneti koklamak9
- cumaya gidenlerin çok azalması13
- pahalılıktan dolayı suriyeye dönen kadın8
- almanya8
- boşuna yaşıyorum hissi17
- icardi1905 silik olsun kampanyası31
- azerileri çok seviyorum ne yapmalıyım13
- genç kızlıktan teyzeliğe geçiş13
- yakışıklı erkeği çirkin gösterecek şeyler8
- sözlük kızlarının don renkleri19
- kanınıza rengini verir misiniz15
- aristoteles'in orta yolu10
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri15
- patiswiss14
- integralin müfredettan kaldırılması12
- bir sözlük kızı ile yakınlaşmak16
- manyak olmaya karar verdim silik olsun kampanyası14
- ak partiliyi çok fena döven chp belediye başkanı18
- 22 şubat 2024 sparta prag galatasaray maçı14
- birini donuzlayarak ceza vermek9
- kalbin sadece bir kişiyi seveceği saçmalığı10
- arkadaşlar biri var18
- karınıza range rover alır mısınız8
- escort fiyatlarının güncellenmesi12
- modern kadinin ucuz ve kolay ulasilabilir olmasi17
- nervio'ya aşık olmak10
- balayını italyada yapmak isteyen nişanlı14
- futbolcu ismiyle nick almak14
bir sübyancının hikayesini anlatmakla başlamak istiyorum tanımlamalara. kendi ağzımdan:
izin istemeden attım kendimi sokağa. önce yürümek istedim düşünmeden, sonra yakın bir arkadaşı çaldırdım annesinin telefonundan. pencereden dışarı uzattı sarı kafasını. elimi salladım. "gel!" diye belli belirsiz söylendim. beş dakika geçmeden yanımdaydı. "ne çabuk hazırlandın." dedim. beraber yürümeye karar verdik. "ilerdeki bakkaldan çekirdek alalım." "tamam." dedi. sesinde garip bir huzursuzluk vardı. espirilerime beklediğim kadar gülmedi. "aa! herhalde bugün tersinden kalktın!" diye savurdum cümlemi önüne. "dur!" dedi, "üstüme gelme!" bir yere oturttum. ağlamaya başladı:
-bak sarı. * kaç gündür görüşmüyoruz. ve sen şimdi nedensizce ağlıyorsun. neyin var?
-çok kötüyüm salçalı...
-neyin var dedim sana? *
-ahmet amca var ya...
-evet?!
-o işte...
gene ağlamaya başladı. sinirlendim. cümleleri bitirmeden ağlayanlara sinir olurdum. kendimi filmde gibi hissettim. tam o ağlarken araya soundtrack girmiş gibi. bir an toparlandı. anlatır gibi oldu. fazla zorlamama lüzum görmedim bende.
"geçen bizim çocuklarla dışarı çıktım. oyun oynamaya. üzerimde hani şu senin sevdiğin pembe elbisem var ya, o vardı işte. birden ahmet amca yı gördüm arkamda. eteğimin altından beni ellemeye çalışıyordu. herkes şok içerisinde beni uyarmaya çalıştı o an. telaşlandım. birden ahmet amca ya doğru dönüp çığlık attım. adam korktu. çok korktu. ahmet amca öldü salçalı..."
sonu gelmeyecek gibi ağlamaya devam etti. bende üçüncü sayfa haberi okumuş gibi anlam veremedim anlattığına:
-nasıl yani sarı? nasıl öldü? şaka mı bu?
-kalp krizi...
-iyi de ahmet amca yı ben bugün gördüm...
-...!!!
"hayır o öldü!" diye bağırarak uzaklaştı benden... "ben öldürdüm!"
olayın aslı şöyle sayın seyirciler,
ahmet amca sabi sübyancısı kızımızı cidden ellemeye çalışmış. kız çığlık atınca da düşüp bayılmış. ama kız o kadar korkmuş ki, onun öldüğünü sanıp herkese öldüğünü söylemiş. eve gidip annesine olanları anlatmakta zorlanmış. ama çocukluğunun saflığıyla ahmet amca yı kendisinin öldürdüğünü düşündüğü için, annesine olayı anlatmak zorunda kalmış. içinde suçluluk duygusu taşıyarak. fakat ertesi gün annesi ahmet amca yı canlı görünce, kızın taciz olayını uydurduğunu düşünüp eve kapatma cezası vermiş.
amcanın yaş 54, kızın yaş 12...
ve kimse o heriften hesap sormadı. nasıl kendini temiz çıkardıysa. bilemiyorum. ama kızı hala tanıyorum ve gerçekten o günden sonra asla normal biri olarak kalmadı. en vericilerden oldu. en açılımcılardan... zavallı sarı. asla atlatamadı. ve hep ahmet amcanın öldüğüne inandı. bir kaç hafta sonra da oradan taşındılar... yıllar sonra konuştum telefonda, dalga geçeyim az şununla dedim. "ahmet amca yaşıyormuş." dedim. çok bozuldu. "hayır!" dedi. oha dedim içimden hala mı öldüğünü düşünüyordu? "hayır öldü o salçalı. 31 çekerken ölmüş."
-ciddi misin sarı? şaka mı bu? (burada yazar dejavu yaşar)
-hayır bu sefer ciddiyim.
güldü sonra. keyiflendi. cidden ölmüş ahmet abi. hemde hak ettiği şekilde. "kesin seni düşünüyordu sarı."
-kesin...
-adamı gene sen öldürdün sarı. hep sen. sen...
izin istemeden attım kendimi sokağa. önce yürümek istedim düşünmeden, sonra yakın bir arkadaşı çaldırdım annesinin telefonundan. pencereden dışarı uzattı sarı kafasını. elimi salladım. "gel!" diye belli belirsiz söylendim. beş dakika geçmeden yanımdaydı. "ne çabuk hazırlandın." dedim. beraber yürümeye karar verdik. "ilerdeki bakkaldan çekirdek alalım." "tamam." dedi. sesinde garip bir huzursuzluk vardı. espirilerime beklediğim kadar gülmedi. "aa! herhalde bugün tersinden kalktın!" diye savurdum cümlemi önüne. "dur!" dedi, "üstüme gelme!" bir yere oturttum. ağlamaya başladı:
-bak sarı. * kaç gündür görüşmüyoruz. ve sen şimdi nedensizce ağlıyorsun. neyin var?
-çok kötüyüm salçalı...
-neyin var dedim sana? *
-ahmet amca var ya...
-evet?!
-o işte...
gene ağlamaya başladı. sinirlendim. cümleleri bitirmeden ağlayanlara sinir olurdum. kendimi filmde gibi hissettim. tam o ağlarken araya soundtrack girmiş gibi. bir an toparlandı. anlatır gibi oldu. fazla zorlamama lüzum görmedim bende.
"geçen bizim çocuklarla dışarı çıktım. oyun oynamaya. üzerimde hani şu senin sevdiğin pembe elbisem var ya, o vardı işte. birden ahmet amca yı gördüm arkamda. eteğimin altından beni ellemeye çalışıyordu. herkes şok içerisinde beni uyarmaya çalıştı o an. telaşlandım. birden ahmet amca ya doğru dönüp çığlık attım. adam korktu. çok korktu. ahmet amca öldü salçalı..."
sonu gelmeyecek gibi ağlamaya devam etti. bende üçüncü sayfa haberi okumuş gibi anlam veremedim anlattığına:
-nasıl yani sarı? nasıl öldü? şaka mı bu?
-kalp krizi...
-iyi de ahmet amca yı ben bugün gördüm...
-...!!!
"hayır o öldü!" diye bağırarak uzaklaştı benden... "ben öldürdüm!"
olayın aslı şöyle sayın seyirciler,
ahmet amca sabi sübyancısı kızımızı cidden ellemeye çalışmış. kız çığlık atınca da düşüp bayılmış. ama kız o kadar korkmuş ki, onun öldüğünü sanıp herkese öldüğünü söylemiş. eve gidip annesine olanları anlatmakta zorlanmış. ama çocukluğunun saflığıyla ahmet amca yı kendisinin öldürdüğünü düşündüğü için, annesine olayı anlatmak zorunda kalmış. içinde suçluluk duygusu taşıyarak. fakat ertesi gün annesi ahmet amca yı canlı görünce, kızın taciz olayını uydurduğunu düşünüp eve kapatma cezası vermiş.
amcanın yaş 54, kızın yaş 12...
ve kimse o heriften hesap sormadı. nasıl kendini temiz çıkardıysa. bilemiyorum. ama kızı hala tanıyorum ve gerçekten o günden sonra asla normal biri olarak kalmadı. en vericilerden oldu. en açılımcılardan... zavallı sarı. asla atlatamadı. ve hep ahmet amcanın öldüğüne inandı. bir kaç hafta sonra da oradan taşındılar... yıllar sonra konuştum telefonda, dalga geçeyim az şununla dedim. "ahmet amca yaşıyormuş." dedim. çok bozuldu. "hayır!" dedi. oha dedim içimden hala mı öldüğünü düşünüyordu? "hayır öldü o salçalı. 31 çekerken ölmüş."
-ciddi misin sarı? şaka mı bu? (burada yazar dejavu yaşar)
-hayır bu sefer ciddiyim.
güldü sonra. keyiflendi. cidden ölmüş ahmet abi. hemde hak ettiği şekilde. "kesin seni düşünüyordu sarı."
-kesin...
-adamı gene sen öldürdün sarı. hep sen. sen...
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar