bugün

türkiye nin lübnan a asker göndermesi

hepimizin bildiği gibi bm denilen gubidik kurum abd'nin dolayısıyla da istrail'in güdümünde. alınan kararlar da haliyle israil'in istediği yönde. israil denilen gayritabii ülke hizbulah denilen sivil savunma(!) örgütü karşısında büyük bir hezimete uğrayınca çareyi bm'de buldu, "ben silahsızlandıramadım bari bm silahsızlandırsın" dedi. dedi ve ateşkesi ilan etti, "bölgeye bm gelene kadar ben buradan çıkmam, onlar gelince kontrolü alsınlar" dedi. ortadoğuda yaşanan budur.

peki türkiye bunun farkında mı? elbette farkında, ben bile farkında olduğuma göre.. neyse, türkiye başından beri "her iki tarafla da çatışmaya girmeme garantisi" istiyor, bunu da "barışı sağlayan" değil "barışı koruyan" şeklinde tanımlanmış bir bm görevini kabul edeceğini ifade ederek yapıyor.

sonuç olarak, hizbullah'ı silahsızlandırmak bm'nin görevi olmadığı sürece oraya türk askerinin gitmesinin hem türkiye hem de bölge açısından büyük faydaları olacağı kanaatindeyim. ki şu anda hizbullah'ı silahsızlandırmak bm'nin görevi değil!

piyon değil aktör olmak için "barışı koruma" amaçlı orada bulunmamız gerektiği kanaatindeyim. "barışı sağlamak" için gitmek de piyon olmaktır zaten...
güncel Önemli Başlıklar