bugün

çocukken yapılan şerefsizlikler

rutin geçen bir gün sonucunda (rutin dediğimde sürekli aynı oyunlar) çok sıkılıp sırf action olsun diye, apartmanın aşşağısında bulunan komşunun camına topla abanmak. - harbi şerefsizlik yahu-

futbolcu kartları ehehe, efsaneydi lan bunlar. bir kere de yenilmiştim bir çocuğa hırs işte, yenilince "bebe" dalacağımı anladı kaçmaya başladı. önce yakaladım, sonra dövdüm, sonra kartlarını aldım. ehehe ne şerefsizmişim lan

apartmanda bir komuşumuza aydan aya gelen ve yaşıtım olan bir kız vardı, onu halının altına sokmuştum bi keresinde de. sonra evde abimin porno kasetleri vardı, kaset derken video kasetleri bilen bilir. onlardan öğrendiğim kadarıyla, önce ağzımı yapıştırdım kızın ağzına dişlerimiz çarpıştı aklıma gelince acısını hala hissederim.* sonra elimi aşşağılara attım gerisini hatırlamıyorum zaten. -ama heyecanlanmayın lan tabii ki bişey olmadı- ama en önemlisi bunu apartmanda merdiven kollarına asılan bir halının altında yapmıştım, kimse göremezdi ya beni orda. eve bi gittim anneannem görmüş. tabi aileye bir haber, peh peh akşam eve gidince zaten kıyametti.* not:kız da niyetliymiş ha, benden sonra kötü yollara düşmemiştir inşallah.*

Bir de bizim mahalle maçları olurdu amaa ne mahalle maçları hırs, öfke, intikam, kan, şiddet her şey var içinde. neden mi bu kadar şiddetli ? kürtlerle yapardık çünkü bizim yukarı mahallenin kürtleri ile. yani haklarında bir şey de bilmezdik -hatta ben kürk derdim onlara, olm niye kürk diyolar bunlara çok mu kıllılar diye sorardım benim gibi kendini bilmeyen arkadaşlarıma- ama aramızda hep bir gruplaşma olmuştu. hala da o yaşta türk - kürt gruplaşması ne alaka şeklinde düşünerekten nedenini bulamamaktayım ama o çocukluk dönemi biraz biraz geçmeye başlayınca onlarda bizim mahalle arkadaşlarımızdan olmuşlardı. hepsini de özlerim hala, iyi insanlardı. şimdi ne oldular bilmiyorum ama... neyse bu maçlardan birinde beni almadılar çünkü büyükler yapacaktı abimler yani, lan alın dedim almadılar. tabi büyük bir moral bozukluğuyla o kaldırımda maçı izlemekteyken, maç biter ve en yakın bizim ev olduğu için pet şişeye su doldurup getirilmem istenir. hatta sinirden getirmeyecem diye bağırdığımda da gelip öperlerdi, böle sarılırlardı gülerlerdi falan ikna ederlerdi hep ibneler. neyse ama o gün çok sinirliydim gittim suyu doldurdum doldurdum, sonra da başladım içine tükürmeye, boğazım kuruyana kadar tükürdüm. sonra verdim o hararetle bir güzel de içtiler. pişman mıyım? hayır benim gibi bi yeteneği harcadı lan onlar, ben olsam yenerdik o maçı. *

valla şimdi düşününce en piç çocuklarından biriymişim o mahallenin, tabi bir de pis işleri beraber yaptığım bi kankim vardı abulkadir, kısaca apo derdik. o da nerelerdeyse şimdi sevgilerimi gönderirim ortağıma...

son olarak da şunu anlatayım;

efenim (eski) bizim oralarda -ankara/keçiören- at kestanesi meşhurdu, ağaçlar kaynardı. bilen bilir bunların dışı da dikenli olur. onları alırdık bizim bu apoyla giderdik okul çıkışlarına aplalarımızın cıbıl bacaklarına atar saplardık. kesmediği zamanda bir boru alırdık içine iğneli külah tabii ki, çıkardık bizim evin balkona keskin nişancılık yapardık millete. bi kere başörtülü bi teyzenin kafasına denk gelmişti bak o ayrı bir hikaye zaten.

Valla çok güzel, zevkli şerefsizliklermiş yav bunlar, çocukluğuma indim 2 dakikada. tanım olarak da; her insanın en az bir kere, o mükemmel mekanizmayla çalışan çocuk aklıyla yaptığı kendisinin eğlendiği başkalarının üzüldüğü eylemlerdir.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar