bugün

yargılama falan diyodunuz noldu o iş

görsel

ortadaki kişiyi tanıdınız mı? zafer çağlayan. bir zamanların ekonomi bakanı. yargılanmadı ama ama ortalıktan kayboldu. bu adamlar masumdu değil mi? peki neden buruşturup attınız bir köşeye.. neden aslanlar gibi işine devam etmesine izin vermediniz? neden mağdur olmuş arkadaşınıza sahip çıkmadınız? neden o da kanal kanal gezip masum olduğunu anlatmadı, kitap yazıp kendini ifade etmedi..

her şey bu dünya değil. sizler müslüman olduğunuzu mu iddia ediyorsunuz? o zaman şunu bilin ki bu dünya imtihan dünyası. küçük suçların cezası burada verilse bile büyük suçların cezasının çoğu ahirete kalıyor. meşhur bir hikaye vardır:

Kasabanın birinde zengin bir tüccar yaşarmış. Öleceği vakit vasiyetinde: “Ben mezara konulduğum gün kim gelir benimle bir gece mezarda kalırsa ona servetimin yarısını bırakacağım” demiş.

Çoluğu çocuğu, akrabaları servetin yarısı bırakılmasına rağmen bunu yerine getiremiyeceklerini düşünüyorlarmış. Kısa bir müddet sonra adam ölmüş.

Adamın vasiyeti kasabada zaten meşhurmuş. Bunu duyanlardan biri de kasabanın en ücrâ köşesinde yaşayan hamalmış. Adamın öldüğü haberini duyunca yakınlarına kendisinin bir gece mezarda kalabileceğini söylemiş. Bunun üzerine cenaze merasiminden sonra hamalı da adamla birlikte kabre koymuşlar.

Hamal: “Zaten bir tane ipim bir tane de küfem var. Kaybedecek bir şeyim yok. iyi ettim de bu adamla buraya girdim. Çıktığımda kasabanın hatırı sayılır insanlarından biri olacağım” diye düşünüyorken bir gürültü kopmuş ve dünyada daha önce hiç karşılaşmadığı yüzlere orada rastlamış.

Gelen melekler aralarında konuşuyorlarmış: “Bu ölü olan zaten elimizde. Onu istediğimiz vakit hesaba çekebiliriz. ilk önce şu canlı olandan başlayalım”.

Adam tir tir titriyorken başlamış melekler peşpeşe sorular sormaya: “Söyle bakalım ey falan oğlu filan. Küfenin ipini nereden buldun? Satın aldıysan ne kadara aldın? Kimden aldın?

Aldığın kişiyi dolandırdın mı? Hakiki değerinde mi verdin ücretini?”

Adamın dili dolanıyor sorulan sorulara cevaplar bulmaya çalışıyor, ancak o cevap verdikçe ip ile ilgili bir başka soru ile karşılaşıyormuş.

Gün ağarırken zengin adamın akrabaları gelmiş ve adamı mezardan çıkarmışlar. Sonra: Artık kasabanın sayılı zenginlerindensin. Anlat bakalım bir gece mezarda kalmak nasıl bir duygu? demişler.

Hamal:

“Aman, lanet olsun! istemiyorum! Bütün mal mülk sizin olsun!

Ben bir ipin hesabını sabaha kadar veremedim, o kadar malın hesabını kıyamete kadar veremem herhalde...’’