bugün

gölcük depreminde tavşancılın sırrı

daha 2 saat önce denk geldiğim bir videonun konusudur. olayın kahramanları ;

- namuslu ve hümanist bir belediye başkanı
- ar damarı çatlamak üzere olan veya çoktan çatlamış bir belde sakinleri ( neredeyse tamamı )

şeklindedir. olayı fazla uzatmadan anlatmak gerekirse ; belediye başkanı seçilince kocaeli üniversitesinden uzmanları getirip zemin etüdü yaptırtıyor ve risk haritası çıkarttırıyor. uzmanlar diyorlar ki bu bölgenin hemen dibinde ( hemen dibinde ama km bile yoktur birkaç yüz metre ilerisinde denizin ortasında kuzey anadolu fayı var ) aktif fay hattı var ve 2 kattan daha yüksek bir bina yapılmamalı. belediye başkanı hemen planları hazırlatıyor ve yönetmelik çıkarttırıyor. "öz babası" dahil hiç kimseye 2 kattan daha yüksek bir bina yapmasına müsaade etmiyor. çok fazla tepki çekiyor ama kanun gereği belde halkı mecbur kalıyor ve uygulama bu şekilde yapılıyor.

akabinde 99 depremi oluyor ( o metre ile ölçülen mesafedeki fay kırılıyor ) tüm körfez yerle bir olurken bu beldede "hafif" hasarlı bina bile yok. can kaybı 0 ağır yaralı sayısı 0. tabiri caiz ise 7.4 ve 7.2 lik iki depremde tek bir evin camı dahi kırılmıyor. ama videoda gördüğüm bölgenin emlakçısı ve mülk sahipleri hala "yaoaooaoa yöksek bina yapturmadı belde gelüşemedü" diye ağlayıp zırlıyorlar. ulan o belediye başkanı sayesinde hepiniz hayattasınız depremin üzerinden 23 sene geçmiş ve siz hala adama dua etmek yerine bölge onun yüzünden gelişemedi bizde gökdelen isterük bizde istanbul gibi olmak isterük diye adamın arkasından atıp tutuyorsunuz. işte bizim naci görür gibi celal şengör gibi bilim adamlarımız ısrarla "öncelikle aşılması gereken cehalet deprem değil" diye boşuna haykırmıyorlar ekranlarda.. adamlar 2 tane büyük depremi burunları kanamadan bu belediye başkanı sayesinde atlatmışlar hala adamın arkasından atıp tutuyorlar "bıraksaydı da enkaz altında ölseydik" demek istermiş gibi..