bugün

greenpark kartepe de yılbaşı akşamındaki rezillik

Yazarınız, canınız, kardeşiniz kamonbeybi, yılbaşı akşamı kartepedeydi.
Hazırsanız başlıyorum...
Arkadaşlarım ile birlikte zorlu bir yolculuğun ardından tesise vardık. Zorlu bir yolculuk diyorum çünkü tesisin bulunduğu tepeye çıkmak için saatlerce trafikte bekliyorsunuz. Tepeye tırmanma mesafesi yaklaşık 2.5 km ancak trafik nedeni ile 3 saat sonra varabiliyorsunuz.
Öğleden sonra saat 3 te vardığımız tesiste girişte 50 TL lik bir araç ücreti alınıyor, yaya girişi yok zaten.
Neyse ben arkadaşlara kayak yapmayı öğretmeye başladım. Ayıptır söylemesi, kamonbeybi tam bir kayak ustasıdır. Akşama doğru yemek arası verip tesisteki bir mekana oturduk. Her şey ateş pahası resmen. Tesise gelmeden yoldaki marketlerden tüm tedariğinizi yapın.
Yemekten sonra hava kararmaya başladığı için son kayışları yapıp otelimize dönelim dedik. Arkadaşları acemi pistinde kaymaya bıraktım. Nasıl olsa onlar artık birer özgür kar taneleriydi. Ama ben o kadar zahmetten sonra vardığım tesisten, profesyonel pistten kaymadan dönemezdim. Bu nedenle piste doğru akmaya başladım.
Orda tesis en yukarıda ve pistler aşağı doğru. Bu nedenle kaymaya başlamadan önce pistin eğimini ve derinliğini görme imkanınız yok. Kaymaya başladıktan biraz sonra pistin buzlandığını anladım. Akşama doğru aniden bastıran dondurucu soğuk hava pisti adeta bir cama döndürmüştü. Durmak için her zaman yapılan kar sapanı hareketi işe yaramadı. Gittikçe hızlanmaya başladım. Sağa sola slalom yapıp yavaşlamak istedim ancak o da mümkün değildi. Momentum kavramı ne imiş işte o an anladım. Çevremde artık nesneler değil renkler vardı. O kadar hızlanmıştım ki ağaçlara baktığımda sadece altı kahverengi, üstü yeşil olan renkler görebiliyordum. Ve daha fazla hızlanmadan kendimi yere atmam gerektiğini düşündüm. Zira ölmek istemiyordum. Daha çok gençtim...
Kendime gelmemin ardından çevreme bakındım. Yandaki pistlerde kayanlar vardı. Ancak bir Allah'ın kulu yardıma gelmemişti. Sağ dizimde büyük bir ağrı hissetmeye başladım. Çevreme bakındım yardıma gelecek kimse yoktu anlaşılan. Daha önce onlarca pistten kaymış biri olarak söylüyorum. Eğer pistte düşerseniz bir görevli kar motoruyla hemen yardıma gelir. Bu sayede sakatlanmaların ve en önemlisi can kaybının önüne geçilmesi sağlanır. Ancak bırakın kar motorunu bir görevli bile yardıma gelmedi. iş başa düşmüştü. Kendi hayatımı kendim kurtaracaktım.
Öncelikle sürünerek batonlarımı elime aldım. Onlara tutunarak ayağa kalktım. Üzerimdeki karları silkeledim. Yandaki pistte kaymakta olan insanları gördüm. Bir yolunu bulup kendimi 50-60 m uzaktaki piste atmalıydım bu sayede yardım bulabilirdim zira telefon çekmiyordu. iki pistin arasındaki kar tabakası henüz ezilmemişti. Bu nedenle ayağımı attığım anda boşa geldi ve tekrar düştüm. Bunun üzerine tekrar aynı zorlukla ayağa kalkıp ilerlemeye devam etmeye çalıştım. Yandaki piste varana kadar 4 defa daha düştüm. Her defasında dizimde dayanılmaz bir acı vardı. O kadar ki sanki kemikler diz kapağı içinden çıkarılıp tekrar geri takılıyordu. Sonunda yandaki piste kendimi atabildim. Dizimdeki ağrı daha da artmıştı. Yağmur başlamış, dibine kadar ıslanmış ve hava daha da soğuduğu için donmak üzereydim. Pisttekilerden yardım istedim. Sonunda biri yardıma geldi. Yaklaşık yarım saat kırk beş dakika sonra. Onun öncesinde kime seslensem yardıma gelmedi. Şunu da anladım ki değerli dostlar, insanlık ölmüş. Harbiden ölmüş. insanlar yüzüme bakıp bakıp yollarına devam ettiler. Yüzleri ifadesizdi.
Yardıma gelen şahıs, görevlilerden yardım istemek için tesise doğru yukarı çıktı. Benim için de zorlu bir bekleyiş başlamış oldu. Dizimdeki ağrı gittikçe artarken ben şiddetli soğukla boğuşmaya devam ediyordum. Yardım çağıracağını söyleyen şahıs yarım saat sonra 2 tane güvenlik görevlisi ile birlikte geldi. Gerçekten yardım çağırmıştı. Gerçekten insan bir insan evladı idi. insanlık için umut hala vardı.
Görevlilerin gelmesi ile kurtuldum sanmıştım. Ancak daha beni bekleyen zorluklar bitmemişti. Gelen görevliler, benim tesise kadar yürüyerek gelmemi kar aracı gelemeyeceğini çünkü pistin kapalı olduğunu ve mesailerinin bittiğini söyledi. Ben sadece “Ne?” diyebildim. Pistin kapalı olduğuna ilişkin hiçbir ibare ya da uyarı yoktu. Eğer bir tesiste mesai bitip pist kapatıldıysa benim orada kayamamam gerekmez miydi? Görevlilerin beni daha kaymadan uyarması gerekmez miydi? Girişte alınan 50 TL haricinde tesisin yaptığı hiçbir .ok yok idi. Artık o kadar umudumu kesmiştim ki tepki bile veremiyordum. Bunun üzerine görevlileri çağırmış olan insan evladı haklı isyan etti. Söyleyen dilim oldu. Bu halde sabaha kadar orada kalacak halim yoktu herhâlde. Üzerine iş almak istemeyen görevliler bana yan yan bakmaya devam ediyordu. O insan evladı orada olmasa belki beni bırakıp giderlerdi de. Yine yaklaşık yarım saatlik beyin fırtınasının sonunda büyük kar küreme aracının getirilmesi akıl edildi. Büyük bir acı çeke çeke kendimi kar küreme aracının arka kısmına atabildim. Bu sayede yavaş yavaş tesise doğru yola koyulduk. Devamı hastane hastane dolaşma macerası, sağ dizde kopan çapraz bağlar, sancılı bir ameliyat süreci ve ameliyat sonrası 3 gün boyunca hastanede çekilen eziyet. Hepsinin sorumlusu o lanet olası Greenpark Kartepe Hotel’dir. Gitmeyin arkadaşlar, sevdiğiniz varsa da çevrenizde onu da göndermeyin…