uhud savaşı

sanıldığının aksine tüm okçuların tepeyi terk etmemiş olduğu savaş. bir kısmı terk etmiş diğer kısmı onları uyarmış. ama onlar dinlememişler. mesela okçuların lideri de orda kalmış. benim bildiğim 50 okçu vardı, 40-ı gitmiş diye biliyorum ama sayıyı yanlış hatırlıyor olabilirim. sonra sanırsam 10 okçu kalmış, halid bin velid durumdan yararlanıp arkadan saldırmış. arkadan saldırınca tabi okçu sayısı az olduğu için karşı koyamamışlar ve yine benim hatırladığıma göre kalan tüm okçular can vermişler.

savaş nasıl gerçekleşti benim birkaç gün önce okuduğum ve hatırladığım kadarıyla size anlatacağım.

bedir savaşında bir zafer yaşandı biliyorsunuz. islamın ilk savaşıydı. gerçi hz. muhammed peygamber olmadan önce bir savaşa katılmıştı ama peygamberlikten sonra katılmış olduğu ilk savaştı. ki savaş kendisinin liderliğinde gerçekleşti. ve bildiğiniz üzere müslümanlar kesin bir zafer elde ettiler. bu savaşta melekler müslümanlara yardım etti. ki bu durum yani zafer müslümanların imanını arttırmıştı.

şimdi eskiden şöyle bir olay vardı bilenler bilir zaten, savaş zamanı düşman ordunun bir askeri diğer orduya meydan dövüşü teklif ederdi. o ordudan biri öne çıkar ve meydanda bu ikisi dövüşürdü. bedir savaşında da bu olay gerçekleşti. 3 kişi öne çıktılar gayri müslimlerden, ve meydan okudular. müslümanlardan hz. ali, hz. hamza ve bir de bildiğim kadarıyla yaşlı bir sahabe(adı sanırsam ubade idi tam hatırlamıyorum) meydan okumayı kabul ettiler. ve öne çıkıp dövüştüler. hz. ali ve hz. hamza kısa sürede rakiplerini alt ettiler. fakat diğer sahabe yere düştü. bunun üzerine hz. ali ve hz. hamza yardıma koşup geri kalan gayrimüslimi de alt ettiler. fakat sahabe yaralanmıştı ve bir süre sonra şehid oldu. hatta daha sonraları hz. muhammed bu sahabenin genç olan hanımı ile evlenmişti.

ebu süfyanın karısı hindin de yakınlarından bazıları o savaşta müslümanlar tarafından öldürüldüler. bunun üzerine hind, hz. hamzanın ciğerini yiyeceğine yemin etti. hatta daha sonraları "ciğer yiyen kadın" olarak anılmaya bile başlandı. biliyorsunuz ebu süfyan ve hind, ayrıca oğulları hz. muaviye mekkenin fethinde müslüman olacaklardır. fakat daha müslüman değiller.

hind, çok sinirli bir kadındır. bazı kaynakların verdiği bilgiye göre daha sonraları ebu süfyanla boşanmışlardır. bu da az bilinen bilgilerden. fakat ne kadar doğrudur orasını bilmiyorum.

o dönem müslümanlar medinede tabi. gayrimüslimlerden biri mekkeden medineye gitti bir mesele için. onun da bedir savaşında yakını hatırladığım kadarıyla amcası öldürülmüştü ve o da intikam almak istiyordu. müslümanların kuran okuyuşunu dinleyince etkilendi. fakat kendini kaptırmamak için çünkü intikam istiyordu çekti gitti. hatta bu kişi de daha sonraları müslüman olmuştur.

bu kişinin habeşistanlı bir kölesi var. vahşi. habeşistanlılar iyi cirit kullanırlar, aynı şekilde vahşi de iyi cirit kullanıyordu. bu kişi vahşiye dedi ki, sen, uhud savaşında hz. hamzayı şehid edersen ben seni azat ederim.

bu konuşmayı hind de duydu. savaştan önce vahşiye o da dedi ki, ben de sana kolyelerimi falan veririm hz. hamzayı şehid edersen. ve onu her gördüğünde ona bunu hatırlattı.

uhud savaşı zamanı geldi. bu savaşa gayrimüslimlerin kadınları da katıldılar. kadınlar savaşmayacaklardı ama davullarla çalgılarla gayrimüslimleri motive edeceklerdi şarkılar söyleyerek. hind de orda olacaktı.

hz. muhammed tepeye sanırsam 50 tane okçu yerleştirdi. dedi ki biz kazansak da kaybetsek de siz burdan ayrılmayın. sonra kendisi de savaşı izleyebileceği bir yerde oturdu(miğferi falan da vardı). yanında da sanırsam hz. ebu bekir hz. ömer gibi bazı sahabeler vardı diye hatırlıyorum ya da sonradan gelmiş de olabilirler.

ebu süfyanın ordusu müslüman ordusu ile karşılaşınca, "benim sizinle derdim yok, ben kuzenimi istiyorum. onu bana verin." dedi. ama müslümanlar bunu kabul etmeyince savaş başladı. vahşi her yerde hz. hamzayı arıyordu. hz. hamza tam bir düşmanı devirmişti, 1-2 adım bile atmasına fırsat vermeden vahşi hz. hamzayı şehid etti.

ebu amir diye biri vardı. bu adam, putperest değildi diye biliyorum ama hz. ibrahimin dininden yani haniflikten olduğunu söylüyor ve hz. muhammedin hanifliği devam ettiren peygamber olmadığını söylüyordu. ve bu adamın hanzele isimli bir oğlu vardı. hanzele müslüman olmuştu. ve o sırada medinede evdeydi.

hanzele bir rüya gördü ve "bu şehadettir!" dedi. gitmek istese de hanımı onu bırakmadı. hanımından ayrılmaya fırsat bulduğunda gusül abdesti aldı ve gidip savaşa katıldı. hanzele şehid edildiği sırada hz. muhammed gökyüzüne baktı, "melekler hanzeleyi yıkıyor" dedi.

savaş müslümanlardan yanaydı. her şey iyi gidiyordu. okçulardan bir kısmı biz kazanıyoruz diye ganimet toplamaya gittiler. okçuların lideri kaldı ve diğer kısım okçular hayır resulullah gitmememizi söyledi dedilerse de onları dinlemeyip gittiler. gayrimüslimlerden bir kısmı kaçıyordu. fakat halid bin velid okçuların gittiğini görüp arkadan saldırdı. ve diğer kalan okçuların hepsi sanırsam can verdiler. bunu gören diğer gayrimüslimler de motive olup geri döndüler.

savaş sırasında galiba fırlatılan şeylerden biri hz. muhammedin ağzına gelmişti. ağzı patlamıştı. ayrıca miğferi kırılmış ve 2 tane metal parçası yanağına saplanmıştı. bir rivayette hz. muhammedin allah'ım onları affet, onlar bilmiyorlar, bilselerdi yapmazlardı dediği aktarılır.

o sırada bir atlı atını hızlandırarak gelmeye başladı "ey muhammed!" diye bağırdı ve hz. muhammedi görüp kılıcıyla tam ona vuracakken bir sahabe önüne atladı. sahabenin bir elinin parmakları kesildi. sahabe o elini bir daha kullanamayacaktı. ayrıca hz. muhammedin de zırhı zarar gördü. sonra bir gayrimüslim "muhammed öldü!" diye bağırınca gayrimüslimler putlarına şükretmeye başladılar. ve savaşı azalttılar. diğer bazı sahabeler de tepeye doğru gidiyorlardı.

o sırada sahabeden hz. enes(hz. enes bin malik değil başka bir enes) savaş meydanında birkaç sahabenin oturduğunu gördü. bu sahabeler savaşıyorlar desen yok oturmuşlar, korkuyorlar desen yok kaçmıyorlar. yaşama sevinçleri tamamen gitmişti. hz. enes, "neden burda oturuyorsunuz" dedi. onlar, "allah'ın rasulü öldü" dediler. hz. enes, "o öldüyse siz neden yaşıyorsunuz? kalkın siz de onun gibi ölün!" dedi ve savaş meydanına gidip şehid olana kadar savaştı. sonraları bedeninden 80 kadar yara izi bulundu, kız kardeşi onu sadece parmaklarından tanıyabildi. gayrimüslimler gitmişlerdi.

hz. muhammed ve yanındaki sahabeler de başka bir taraftan gidiyorlardı. bazı sahabeler ise onu öldü sanıyordu. bir sahabe hz. muhammedin yanağına saplanmış miğferleri çıkardı hatta sanırsam dişi kırıldı. diğeri de kanayan yarasını emdi. o sırada diğer sahabeler hz. muhammedi görüp sevindiler ve bağırdılar. onlara sessiz olmaları söylendi.

gayrimüslimlerden biri vardı ki zamanında atını hz. muhammede gösterip "seni bu atla öldüreceğim" demişti. hz. muhammed de hayır ben seni öldüreceğim demişti. o gayrimüslim hz. muhammedin öldü haberi yayıldığında kendi gözleriyle görmek isteyip bedenini aramak için yola koyulmuştu. bu sesi duyunca gitti ve hz. muhammed ile sahabeleri gördü.

"ey muhammed!", dedi. "sen kaçarsan ben seni bulamayacak mıyım?" sahabeler ona saldırmak isteseler de hz. muhammed onları durdu. sahabelerin arasından rahatça sıyrılıp bir sahabenin elindeki mızrağı aldı. gayrimüslim daha kılıcını alamadan hz. muhammed ona bir darbe indirdi ve o da şehre doğru gitti. şehirde "muhammed bana vurdu!" dedi. gayrimüslimler ona bir şeyinin olmadığını söyleseler de o, "hayır. vallahi o bana bir tokat atsa bile ben ölürdüm." dedi. ki bir süre sonra gerçekten de öldü. bu kişi hz. muhammedin kendi eliyle öldürdüğü tek kişidir bu arada.

vahşi hz. hamzanın bedenini yardı ve ciğerini alıp hinde getirdi. hind ciğerden bir parça yeyip attı. ve vahşiye kolyeler falan verdi. hz. hamzanın beden uzuvlarından bazılarını kesip kendine takı eşyaları yaptı ve diğer gayrimüslim kadınları da buna teşvik etti. onlar da diğer sahabe bedenlerine aynısını yaptılar.

ebu amir oğlu hanzelenin şehid olmuş bedenine baktı. "oğlum, ben sana muhammedin peşinde dolaşma dememiş miydim?" dedi. "eğer tanrı gerçekten de müslümanları ödüllendirirse, dilerim ki seni de ödüllendirsin." dedi ve gayrimüslim kadınlara oğlunun beden uzuvlarını kesmemelerini söyledi. onlar bunu kabul ettiler. ebu amir hiç müslüman olmadı. zamanında sanırsam hz. muhammed için eğer senin davan haksa ben sürgün edilip yalnız yaşayayım eğer benim davam haksa aynısı senin için olsun gibi bir beddua etmişti diye hatırlıyorum. bunun gibi bir olay yaşanmıştı. ebu amir mekkenin fethinden sonra suriyeye gitti, orda kaldı ve yalnız başına öldü.

hz. muhammed bir sahabeyi şehid olmuş sahabe bedenleri için gönderdi. sahabe gitti ve gördüğü manzara karşısında dehşete düştü. uzun süre dönmeyince hz. muhammed hz. aliyi de gönderdi. ve o da bu manzara karşısında şok oldu ve geri döndüler. hz. muhammed hiç bu kadar sinirlenmediğini ve aynısını gayrimüslimlerin bedenine de yapacağını söyledi. fakat daha sonra indirilen bir ayet üzerine hz. muhammedin bu kararından vazgeçmesi şöyle dursun, hatta böyle yapmayı yasakladı.

ebu süfyan, hz. hamzanın şehid olmuş bedenine mızrağını saplayıp "al sana, al sana" diyordu. o sıra gayrimüslim kabilelerden birinin lideri çıkıp "ey kureyşliler! ebu süfyanın kuzenine yaptığına bakın! sizce bu lider olmaya layık mı?" deyince ebu süfyan sessiz olmasını ve bunun sadece bir hata olduğunu söyledi.

bunu söyleyen kabile lideri ya sonradan müslüman oldu ya da müslüman olmasa bile hz. muhammed kendisini bir konuda övdü diye biliyorum.

ayrıca halid bin velid de sonradan müslüman olmuştur.