bugün

hayatta alınan en büyük risk

askere gitmek.

evet, askere gitmeden önce bir çok kez düşünüyordum, ben yani imkanı yok gitmem askere falan, o eziyeti çekemem, ailemden ayrı kalamam falan.

sonra ne oldu bilmiyorum, arkadaşlarımın çoğu 6 ay yapıp gelivermeye başlarlarken, bana da bir motivasyon geldi. içimden ister istemez, acaba bende mi gitsem askere? gibi şeyler geçirmeye başlamıştım.. en sonunda gözüm karardı, ve tecili bozup ''asal yoklama başvurusu'' yaptım. yapış o yapış, şansıma da koronavirüs bilmemne derken taa haziran ayına kadar ertelenmişti.

gideceğim gün geldi çattı. yola çıkmama saatler kaldı. annem çantamı hazırlıyor, bir yandan da askerlik entryleri okumaya devam ediyordum. hatta askere gitmeden önceki son entrymi o sıralarda girmiştim. https://www.uludagsozluk.com/e/43458969/ her neyse, yola çıkmama son 1 saat kala, ailemden bazı kişiler beni yolcu etmek için evimize gelmişlerdi. ben iyice kasılmıştım. içimde korkularla, heyecanlarla ve acemi cesaretiyle harmanlanan inanılmaz duygu karmaşası vardı.

otogara yola çıkma vakti geldi çattı, 6 ay boyunca göremeyeceğim o evden uzaklaşıyordum. içimde inanılmaz bir korku, ama bir yandan da yürek yemişçesine bir cesaret. otogarda ise, fotoğraf, vedalaşma, ağlayıp zırlama derken otobüsteki yerimi almıştım. ''istiklal marşı'' okunduktan sonra otobüsüm kalkmıştı, edirne'ye doğru aldığım büyük riski taşıyıp ve uygulamaya gidiyordum.

offf çok gereksiz uzadı bu entry de. ama o an öyle şeyler hissettim ki, keşke o ana geri gitsek de birdaha hissetsem diyorum. çook keyifli ve haz vericiydi her ne kadar korkutucu olsa da.

bu da böyle bir anımdı işte.