bugün

sözlük yazarlarının söylemek istedikleri

Bu satırların yazılma amacı içsel bir monologun düzensiz ve şüpheci bir disavurumunun görsel bir somutluk kazanması ve beni biraz olsun meşgul ederek vakit geçirmemeden ibarettir,
Yani okumayın, anlatacağım birşey yok. Zaten ne anlattığım hiç bir zaman önemli olmadı. Bir insan en fazla ne anlatabilir ki?
En ilginç ne söyleyebilesin, hiç...Bu işler, yani ilginç seyler anlatmak iki kişinin işidir ancak, akademisyen ve gazeteci...
Bunların dışında kalanların anlattığı ya da anlatacağı her sey üç aşağı beş yukarı aynı seyler...Ama bu aynaları nasıl anlattığı eaas mesele bence. Ben dümdüz anlatanlari sıkıcı bulurum. Dümdüz anlatmak iki kişinin işidir, gazetecinin ve akademisyenin....
Geçen gün bir arkadaşım tam kırkiki dakika boyunca, bir kadının kapıdan içeri girip, ayakkabılarını çıkarıp, bir koltuğa oturusunu anlattı. Ve ben tam kırkiki dakika hiç sikilmadan bunu dinledim...
Masada üçüncü bir kişi vardı ama o gitmiş ben fark etmedim..
Sanırım korkmuş biraz. Her neyse işte, bir tane adam vardı adı neydi onun...Heh, William Burroughs....Evet william burroughs cut up tekniğiyle harikalar yaratır mesela. Bunun ne olduğunu söylemem, kendiniz bakın ama şu kadarını soyleyeyim rast gelelik, duzenli olan kurgudan daha enteresan ve ufuk açıcı olabiliyor. Hem düzenli olarak ne anlatabilirsin yani, en fazla ne anlatacan lan...Anlatılacak her şey anlatıldı zaten. Her şey tüketildi. Bitti bitti. Her şey yazıldı, çizildi ve tüketildi. Geriye sadece aynı şeyleri farklı sekilde anlatmak kaldı. O da nadir güzel olabilen bir şey. Herkesin üslubu cekilmiyor.