bugün

ulunun forum olduğunu kabullenememesi

Üstelik zamanla mecburen dışına çıktığı ve hala Sözlük formatında olduğu ısrarından bir türlü vazgeçemeyen bir oluşum. Çünkü temeli ve ilk çıkış noktası yani dayanağı sözlük formatı. Fakat sosyal medyanın bu denli aktif ve yoğun kullanıldığı günümüz gerçeği göz önüne alındığında bunun olması kaçınılmazdır. Peki hangisi olmalı? Nedir forum?

1. Eski Romalılar çağında, Roma’da ve öteki kentlerde, yurttaşların, kamu işlerini konuşmak için toplandıkları alan.

2. bir konuda düzenlenmiş olan, konuşmacıların yanı sıra dinleyici durumundaki kimselerin de söz alabildiği toplantı.

Hayata gündeme olaylara kişilere kısaca yaşanmış yaşanan ve yaşanacak olan herşeye dair mülahalar (düşünce) ve fikirlerin serdedilmesine (ortaya atmak, öne sürmek) imkan sunan bir platform.

Yukarıda izahı yapılan Mevcut böyle bir ihtiyaca binaen Bu durum dikkate alındığında, sadece sözcüklerin kelimelerin yada dil bilgisinin kıst (dar) dairede izahının yeterli olmayacağı da gün gibi aşikar. Evet insanların konuşmaya ve paylaşmaya ihtiyacı var. iş Bu nevi Sözlük platformları da bunu yazın dilinde sunarak bir nevi bu ihtiyaca zemin sağlamakta. Fakat bunun getirisi olduğu kadar götürüsü ve handikapları da var. Oto Kontrol eksikliği Laçkalık lakaytlık anonim kimliklerin verdiği rahatlıktan doğan serbestlik ve o günün toplumunun yada belli yaş aralıklı userlerinin içinde bulunduğu hal ve ahvalin de bizatihi ortama yansıması. Mesele ortamın forum şekline dönmesi değil, katılımcıların genel gidişatı ve mevcut yönetimin bu duruma müdahilinin ne derecede aciz yetersiz ve umursamaz kaldığı. Çift taraflı yani. Aslında genelde her ortam, kendi düzeninin şartlarındaki adamları kendine çeker. Fakat Öte yanda diğerleriyle kıyaslandığında da (özellikle en büyüğüyle) onlarda da değişen zamanla benzer problemlerin yaşandığı yada farklı tutumların (linç kültürü, duyar kasma, mahalle baskısı, hakikate tahammülsüzlük, demokratik ve özgür görünen ama halbuki gizli bir dikta ve baskı) bulunduğu da maalesef gözlerden kaçmamaktadır.

Hayata ne verirseniz karşılığında ancak onu alırsınız. Boş veren dolu almaz. Kuralsız hayat olmaz. Tecrübe acı çekerek öğrenilir. Bilgi ise paylaştıkça çoğalır. ister sanal ister reel, insan ortamda sosyalleşir. Yeterki gelişime açık olsun, önyargıyla değil objektif yaklaşımlar sergilesin. Öğrenmek istesin. Kimilerinin amacı sadece goygoy makara yada kafa dağıtmak da olabilir. Olabilir yani Onun da tercihi o yönde sonuçta. Fakat ortamın gidişatı ve girdabına kapılıp koyun gibi sağa sola savrulmak yerine çizgiyi bozmadan ilerleyip vakti en iyi en güzel ve en faydalı şekilde sarfetmek asıl mesele. Gerisi teferruat ve hikaye..