tanrı var mı

ilgili makaledeki şu iddiaları bir incelemye tabi tutalım bari;

-)"Dünya tarihi boyunca, bütün kültürlerdeki insanlar, bir Tanrı'nın varlığını kabul etmişlerdir."

evet aynen öyle olmustur, çünkü dini ya da tanrıya inanci var eden şey iktisadi olgulardır, sınıflı toplumlarda sömürülen sınıf daima kendisini böyle dış güçlere baglayarak teselli bulmus, böylece maddi kölelik manevi kölelikle birleşmiştir. üstelik kapitalizmin ve bilimin çok geliştiği günümüzde eskiye nazaran artık ateistlerin sayısı cok daha fazla, inanırların sayısıda bir o kadar azlaşmıştır.

-)"Gezegenimizin karmaşıklığı, sadece evrenimizi yaratan temkinli bir tasarımcıya işaret etmekle kalmaz bugün hala ona bağlı olduğunu gösterir"

milyonlarca galaksideki milyarlarca yıldız ve onların yörüngesinde sayısı bilinmeyen ölçüde gezegen vardır, elbetteki bunların çoğunluğu canlılığın çıkabilmesi imkanını sağlayamadığı gibi dünya ve ona benzer tek tükleri de bu imkanı saglayabilmiştir.

-)"3. "Şans" yeterli bir açıklama değildir"

şans belki bir kaç hafta, ay ve senelik zaman dilimlerinde önemsizdir, ama sözkonusu olan milyonlarca yıllık evrim süreci olduğunda gözönüne alınması gereken faktördür. kaldı ki, canlılık sadece şans yoluyla değil, şans ile doğa yasalarının birleşimi sonucu oluşmuştur. örneğin olasılık hesabını sadece formel tarafıyla ele alırsak bir zarın rastgele atıldığında her yüzeyinin üste gelme ihtimali birbirine eşittir, ama eğer zarı atarken uygulanan kuvvet, yerçekimi yükseklik açı vs.. gibi unsurları hesaba katarsak bu eşitlik bozulur.

-)"4. insanlığın doğal olarak sahip olduğu yanlış ve doğru hisleri biyolojik olarak açıklanamaz (vicdan)."

çok kolayca açıklanabilir, bunlar beyin denilen organın insanda ulaştığı en üst aşama nedeniyle vardırlar. ve bu olgulardan sorumlu olan beyin bölgesi frontal lob yani beynin alın kısmındaki en ön lobtur. bu yüzden psikopatlar ve bazı ruh hastalıklarında beynin bu bölgesinin zedelenmiş ya da az gelişmiş olduğu bilinmektedir.

-)"5. Tanrı kendisini sadece doğada ve insan yaşamında göstermedi; Kendisini daha özel bir biçimde Kutsal Kitap'da açıkladı."

kutsal kitaplar insanlar tarafından uydurulmuş ve o dönem insanını psikolojik olarak tatmin ettiği için kabul görmüş dogmalara dayalı yazıtlardır. bütün semavi dinlerin kutsal metinleri tevrat'a tevrat ise ortadoğu mitolojilerine (bkz: sümer) (bkz: babil) dayanmaktadır. bu yüzden hiç birisi ilahi nitelik taşımamakta, sıradan ve tarihi edebi eser olarak kabul edilmelidir.

isa ile alakalı olan bölümler ise biz ateistler için yanıtlanmaya değmez kısımlardı, bu yüzden bu kadar değiniyorum.