bugün

ahmet haşim

sembolizm akımının öncülerinden biri olan şair.

ahmet haşim, çok küçük yaşta annesini kaybettiğinden, şiirlerinin çoğunda hayalle gerçek arasında bir varlık gibi anlattığı bir kadın imgesi dikkat çeker. bir de, kendi fiziksel görünümünden hiç memnun olmadığı için, kendisini eleştirdiği şiirlerine de sık sık rastlarız. mesela;

Bu cehennemde yetişmiş kafaya
Kanlı bir lokmadır ancak mihenim
Ah, ya Rabbi, nasıl birleşti
Bu çetin başla bu suçsuz bedenim

gibi...

ancak bence, şairliğine kesinlikle diyecek yok. çok beğenirim şiirlerini.

ilginç bir adammış haşim. düşünce yapısı ve şiirlerindeki temaların ilginçliği bir yana, ölümünü bile ilginç bulmuştum ilk duyduğumda. çok çirkin olduğuna inandığı için evlenememiş uzun bir süre. ölmeden önce, hastalığı sırasında kendisine bakan kadınla, maaşını ona bırakmak için evlenmiş.

bir süre boyunca yatağa yarı bağımlı bir durumda ağır hastayken bir gün bir anda yataktan fırlayıverir. kadın, çıplak ayakla yere basıp böbreklerini daha da beter duruma getirmesin diye terliklerini getirir. ancak haşim "canım şimdi sırası mı?" der ve son sözleri bunlar olur. hep merak etmişimdir; o son anda aklına ne geldi, ne düşündü de birden öyle fırlayıverdi, terlik ya da başka bir şeyin neden sırası değildi diye.