bugün

yasin suresi

bir şey isterken adeta allah'a şart koştuğumuz başı çeken surelerden.

türk müslümanlarında şöyle bir şey var(belki başka milletlerin müslümanlarında da böyle hurafeler vardır ama ben türkleri bildiğim için öyle yazdım). şöyle ki efendim;

bir ayeti bir duayı; şu günlerde ve/veya şu aylarda ve/veya şu saat aralığında ve/veya şu adet kadar ve/veya şu cinse ve/veya şu durumda olana vb. örnekler çoğaltılabilir okunursa allah sana şöyle şöyle yapar, şöyle şöyle nasip eder.

yanlış. külliyen hurafe. yok öyle bir şey. öncelikle bu kendini kandırmaktır. keşke sadece kendini kandırmakla kısıtlı-sınırlı kalsa. daha da vahim ve tehlikeli olan ise yaratıcıya şart koşmamız. tabi tabi aynen de öyle. allah'a biz şart koşuyoruz. diyoruz ki haşa, bak bu gece şu kadar kez şu duayı okudum. e bana artık dileğimi, isteğimi vermen lazım. tamda bunu yapıyoruz. böyle bir istek olamaz.

ana husus şudur zannımca. allah'ı artı-eksi yönde sınırlayamayız, şart koşamayız. bir isteğimiz varsa en iyisini, en güzelini istemeliyiz. neden bu böyledir. çünkü alemlerin rabbi olduğu için. her şeye gücü yettiği için. tek olduğu için. ben şahsen öyle yapıyorum. alemleri yaratan rab senin isteğine mi güç yetiremeyecek. o sebepten şayet istediğimiz şeyin gereğini en iyi şekilde yaptıysak sonucu allah'a bırakarak en iyisini, en güzelini o'ndan istemek gerekir. allah'ın bizlerden istediği de budur zaten.