bugün
- en obez özelliğiniz12
- şuan yapmak istediğin şey nedir8
- herkesin merak ettiği o piç erkeğim soru alayım12
- şampiyonluk için yanak okşatmak52
- gençler iş beğenmiyor8
- mesajlaşılan kişinin çirkin çıkması8
- sütyen takmaktaki inanılmaz mantık hatası17
- nişanlı kalmanın saçma olması9
- sevdiğiniz sözlük yazarları16
- kızılcık şerbeti dizisi12
- namuslu erkek bulmanın çok zor olması13
- iki adım atınca kan ter içinde kalmak8
- öpüşme ile bulaşan hastalıklar8
- en nefret edilen yazarlar9
- hangi sözlük yazarı ile uyumak isterdin14
- kaç yaşındaki insan evde kalmıştır14
- anın görüntüsü15
- larisalisa20
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri16
- aç karnına poğaça yemek11
- karşı cinse giyim önerileri11
- otoyol ve köprü geçiş ücretlerinin zamlanması20
- jose mourinho29
- iyi bir insan olmak için ne yapmam lazım12
- en dindar özelliğiniz37
- chat sitesi kurmak9
- 13 yaşındaki kıza tecavüz eden 28 kişi28
- yaz aşkı varda kış aşkı neden yok11
- embesil yazarlar9
- 19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçı27
- doğum gününde hatırlanmamak19
- düşün ki o bunu okuyor8
- en taşaklı kızların bizim sözlükte bulunması16
- en havalı erkek meslekleri16
- her erkeğin unutamadığı bir kadın vardır10
- burçlara inanmak9
- kezo dili ve edebiyatı8
- zall beceremiyorsan bırak git14
- sözlüğe yeni gelen masum erkek12
- bugün hangi kadın yazara ne diksem15
- hayatınızda kaç kere reddedildiniz19
- kahverengi gözlü olmanın hiç bir işe yaramaması14
- sözlük erkeklerini evire çevire pataklamak8
- şort diken müzisyen motorcu uzun boylu yazar11
- icardi1905 ile jakuziye girmek10
- kimsenin okumadığı sözlükte yazar olmak17
- ali koç9
- günahların takımı galatasaray13
- ayetullah hamaney'in mini etekli torunu20
- bir erkekle kız arkadaş olabilir mi sorunsalı8
iş yerinde sıradan bir gün,
babam eski komünist, yeni sosyal demokrat bir liberal ama aklı hala 70lerde. evvelden devrimci gençler gelmiş babamla muhabbet etmişler. bir üyelik durumu söz konusu haftalık bir solcu gazetesine babam da işlerinin yoğunluğu nedeniyle pası bana atmış. alone muhattap olsun bu ateş dolu gençlerle diyerek sanırım, vermiş ismimi telefonumu. bana da haber ettiği falan yok. işte o sıradan gün aradılar bu gençler. bu haftasonu che nin ölüm yıldönümünü anacağız diye girdi söze. noluyor lan dedim. sonra anladım mevzuyu. biraz ayıp oldu ama ne yapayım haberim yoktu. gelip bir tanışmak istiyoruz alone bey dediler. buyrun dedim. içimden hssiktir ile beraber.
geldiler. bir bay bir bayan. çay da geldi bu arada. başladık muhabbete. elinde bir dergileri var. verdiler bana. üyeyim ya o sebepten hani. göz attım bir. malum şeyler. akp akp akp. sonra uzun uzun muhabbet ettik. beni alevi sandılar. sesimi çıkartmadım. haliyle sosyalist de sandılar . sesimi çıkartmadım. ne de olsa babam tarafından haber edilmeyerek solcu bir derneğe üyeydim. kapitalizme sövdüler. ben de sövdüm. amerika'ya sövdüler, ben daha kötü sövdüm. aman allahım yıldızım mı parlıyordu ne? normalde karşı çıktığım şeylerin hepsine orda sessiz kalmıştım. hatta ben de 5 dk boyunca akp'ye nasıl giydirdim , tahmin bile edemezsiniz. iğrenmiştim kendimden. en son hatırladığım.
karşımda duran iki tane tamamiyle inanç dolu genç vardı. bir şeyin mücadelesine inanmışlardı. che'ye deniz'e . ve kendilerine en önemlisi. bir saflık hissettim konuşmalarında o an. yanlarında kokan bok çiçeği gibi hissettim kendimi. bi anda onlardan mı olmuştum ne? yo hayır olmamıştım. ama sözlükte aylarca karşı çıktığım şeylerle bir anda yüz yüze gelmiştim. onların suratlarına karşı burdaki cüretkarlığımı gösterememiştim. o anda bunu düşündüm ama gereksiz olacağına karar verdim bu kahramanlığın beni mareşal yapmayacağını düşündüm. zira beni kendilerinden bilip gelme gibi bir yanılgı vardı ortada. bok işin biriydi hakkaten. ama yine de bu masum yapmazdı beni. iki yüzlü alçağın biriydim. bunu farkettim sadece bir an için ama.
onlardaki o inançtı beni kendimden soğutan. kendime tuhaf yaklaşmamı sağlayan. aylardan beri sözlükte karşı çıktığım şeylere bile bir an için kayıtsız kalabilirdim. bilmiyorum bazılarımızın ruhu buna elverişli galiba benimki gibi. sonuç; sonucu fena olmadı bu mülakatın. ne bok olduğumu bir kez daha anladım o gün.
yalnız bu zaman zarfında neden bu kadar sözlükte solculara ve komünistlere giydirdiğimi de anladım. o boktan ve siyasi muhabbetin sonunda asıl beyinlerindeki şeyleri dile gitirmişlerdi bu gençler. ben de merakla bekliyordum zaten para mevzusuna ne zaman geçicez diye. aidatımız şu kadar diyiverdi verdi kız. 25 ytl imiş aylık abonelik. sonra bir kitap çıkardı masaya koydu bu da 40 ytl dedi. oha dedim içimden ayn rand ın kitapları bile bu kadar pahalı değil. neyse iki aylık peşin artı kitap parası dahil olmak üzere toplam 90 ytl yi bastırdım onlara. içimde acayip bir kazıklanma duygusunu da koruyarak. hatta bir yıllık peşin istediler aidatı. post makineleri de varmış yanlarında. ne denilebilir ki.... post makineli devrimci..
özetle; ne karşı çıktıklarıma karşı bir inancım vardı sapasağlam, ne de yanında durduklarıma karşı. kırılgan pezevengin tekiydim. orta şerit insanıydım. ama yine bu beni kötü biri yapmaya yetmezdi sanırım. emin değilim, yapabilir de.
hava kararmıştı, 2008 ekim ayının en kötü günüydü. sonra yağmur da başladı. o biraz aldı pis kokuyu. biraz da depeche mode.
babam eski komünist, yeni sosyal demokrat bir liberal ama aklı hala 70lerde. evvelden devrimci gençler gelmiş babamla muhabbet etmişler. bir üyelik durumu söz konusu haftalık bir solcu gazetesine babam da işlerinin yoğunluğu nedeniyle pası bana atmış. alone muhattap olsun bu ateş dolu gençlerle diyerek sanırım, vermiş ismimi telefonumu. bana da haber ettiği falan yok. işte o sıradan gün aradılar bu gençler. bu haftasonu che nin ölüm yıldönümünü anacağız diye girdi söze. noluyor lan dedim. sonra anladım mevzuyu. biraz ayıp oldu ama ne yapayım haberim yoktu. gelip bir tanışmak istiyoruz alone bey dediler. buyrun dedim. içimden hssiktir ile beraber.
geldiler. bir bay bir bayan. çay da geldi bu arada. başladık muhabbete. elinde bir dergileri var. verdiler bana. üyeyim ya o sebepten hani. göz attım bir. malum şeyler. akp akp akp. sonra uzun uzun muhabbet ettik. beni alevi sandılar. sesimi çıkartmadım. haliyle sosyalist de sandılar . sesimi çıkartmadım. ne de olsa babam tarafından haber edilmeyerek solcu bir derneğe üyeydim. kapitalizme sövdüler. ben de sövdüm. amerika'ya sövdüler, ben daha kötü sövdüm. aman allahım yıldızım mı parlıyordu ne? normalde karşı çıktığım şeylerin hepsine orda sessiz kalmıştım. hatta ben de 5 dk boyunca akp'ye nasıl giydirdim , tahmin bile edemezsiniz. iğrenmiştim kendimden. en son hatırladığım.
karşımda duran iki tane tamamiyle inanç dolu genç vardı. bir şeyin mücadelesine inanmışlardı. che'ye deniz'e . ve kendilerine en önemlisi. bir saflık hissettim konuşmalarında o an. yanlarında kokan bok çiçeği gibi hissettim kendimi. bi anda onlardan mı olmuştum ne? yo hayır olmamıştım. ama sözlükte aylarca karşı çıktığım şeylerle bir anda yüz yüze gelmiştim. onların suratlarına karşı burdaki cüretkarlığımı gösterememiştim. o anda bunu düşündüm ama gereksiz olacağına karar verdim bu kahramanlığın beni mareşal yapmayacağını düşündüm. zira beni kendilerinden bilip gelme gibi bir yanılgı vardı ortada. bok işin biriydi hakkaten. ama yine de bu masum yapmazdı beni. iki yüzlü alçağın biriydim. bunu farkettim sadece bir an için ama.
onlardaki o inançtı beni kendimden soğutan. kendime tuhaf yaklaşmamı sağlayan. aylardan beri sözlükte karşı çıktığım şeylere bile bir an için kayıtsız kalabilirdim. bilmiyorum bazılarımızın ruhu buna elverişli galiba benimki gibi. sonuç; sonucu fena olmadı bu mülakatın. ne bok olduğumu bir kez daha anladım o gün.
yalnız bu zaman zarfında neden bu kadar sözlükte solculara ve komünistlere giydirdiğimi de anladım. o boktan ve siyasi muhabbetin sonunda asıl beyinlerindeki şeyleri dile gitirmişlerdi bu gençler. ben de merakla bekliyordum zaten para mevzusuna ne zaman geçicez diye. aidatımız şu kadar diyiverdi verdi kız. 25 ytl imiş aylık abonelik. sonra bir kitap çıkardı masaya koydu bu da 40 ytl dedi. oha dedim içimden ayn rand ın kitapları bile bu kadar pahalı değil. neyse iki aylık peşin artı kitap parası dahil olmak üzere toplam 90 ytl yi bastırdım onlara. içimde acayip bir kazıklanma duygusunu da koruyarak. hatta bir yıllık peşin istediler aidatı. post makineleri de varmış yanlarında. ne denilebilir ki.... post makineli devrimci..
özetle; ne karşı çıktıklarıma karşı bir inancım vardı sapasağlam, ne de yanında durduklarıma karşı. kırılgan pezevengin tekiydim. orta şerit insanıydım. ama yine bu beni kötü biri yapmaya yetmezdi sanırım. emin değilim, yapabilir de.
hava kararmıştı, 2008 ekim ayının en kötü günüydü. sonra yağmur da başladı. o biraz aldı pis kokuyu. biraz da depeche mode.
güncel Önemli Başlıklar