bugün

match point

spoiler içerebilir dikkat!!
1-Şans meselesi: Cinayeti soruşturmak üzere olay mahalline gelen polisler kendi aralarında "Kızın şanssızlığı, yanlış zamanda yanlış yerdeydi" derler. Oysa olay "Biri" tarafından planlanmıştı. Şans değildi. Hayatlarımız da "Biri" tarafından planlanıyor, biz bilmesek de mesajı veriliyor olabilir. Yani Allen ters köşe yapıp tam tersine, şans değil, kader vardır demek istiyor olabilir.
2-Adalet meselesi: Biz insan türü, küçük dünyamızda neyin adil, neyin adaletsiz olduğuna karar veremeyiz. Chiris'e hem karnındaki çocukla Scarlet'i, hem de masum komşuyu öldürdüğü ve cezasız kaldığı için kızıyoruz. Ancak yaşlı komşu ilaçlara bağımlı yaşayan, kimsesiz, hayatı kaymış biriydi. Belki de ölüm onun için hürriyetine kavuşmak demekti. Scarlet ise seksiliğinden başka bir özelliği olmayan, tek yaşam ideali olan aktrislikte sürekli çuvallayan, zengin aileye kapak atma şansı da olmayan bir kaybetmiş kişi idi. Karnındaki çocuk ise, kendisine gerçekten de sorulsa "Hiç doğmamış olmayı tercih ederdim" diyeceği bir hayata gelecekti. Bu durumda ölen tüm karakterler için yaşam zaten bir ızdırap yeriydi.
Spoiler bitti!!

Biz insanlar neyin şans, neyin kader; neyin adalet neyin haksızlık olduğunu bilemeyiz. "Büyük resim" ve "Onu yapan" bunu biliyor.