bugün

hepiniz hırsızsınız

öncelikle bana bu hakkı veren sevgili uludağ sözlük moderasyonuna içten teşekkürlerimi sunuyorum.

güzide kulubümüz fenerbahçe'nin, hagi'nin galatasaray'a imza attığı günden bugüne kadar, futbolu bırakmasına, teknik direktörlük yapmasına rağmen hala tartıştığı isim olması bizim için övünç kaynağıdır.

beyin cimnastiği yapması açısından, Okacha, ortega, Kostadinov, Sergio, Moldovan, Andersson, S.Rebrov, P.V.Hooijdonk,N.Anelka, S.Appiah, Kezman gibi yıldızlar hagi döneminden bugüne kadar fenerbahçe'ye gelen hakikaten dünya futbolunda söz sahibi isimlerdir. yalnız hepsinin ortak bir kaderi vardır ki, olaylı ya da olaysız fenerbahçe cumhuriyeti'nden ayrıldıktan sonra kulubün kapısından bir kez bile içeri girmeyip, "what is fenerbahce ulan?" moduna girmişlerdir. Buna 2-3 maça özel uçak gönderilerek "aaaa hoydonk gelmiş lan maça ne vefalı adam"'da dahildir. kaldı ki deliler gibi fenerbahçe taraftarıyım ulan ben diyen şahıslar'a sorsak, kimler geldi kimler geçti anlat desek, 3-4 isim sayar sonrası kem kümdür.

Orta da bir hagi gerçeğinin olduğu aşikardır. yani aradan bunca sene geçmesine rağmen hala hagi'nin tartışılıyor olması, "hagi mi iyi starex mi" ya da "hagi mi iyi şampiyon kokoreç mi" tarzında yazılanlar bizleri sevinç yumağı halinde bişeyler yapmaktadır.( kelimeyi bulamadım.)

Fenerbahçe'nin eski yıldızlar(?)ının isimlerini hatırlamayan taraftarlar, onları yanlarında görmemeleri de doğaldır. Çünkü fenerbahçe, endüstriyel futbolun bütün gerekliliklerini yerine getirip, o amatör ruhu, takım sevgisini kaybedip, kazanmak için her yol mübahtır felsefesini kullanır. (bkz: ahmet yıldız olmedi) ingiltere'de Chelsea neyse, türkiye'de fenerbahçe o dur. ruhunu yitirmiş, kendisine sevdayla bağlı bir grubun değil, patron'un takımı olmuştur. üzerinden rantlar kazanılan bir sermaye grubunun elindedir. bu da benim şahsi görüşümdür. kaldı ki bu görüşümü içerisinde sevdiğim arkadaşlarımı da barındıran GFB grubunun, son zamanlarda sayın yıldırım'a padişah yakıştırması yaptığıda beni doğrular niteliklidir.

giriş-gelişme kısmına son verip, asıl konumuza dönecek olursak,

Galatasaray taraftarı için bir sembol haline gelmiş ve her basın toplantısı'nda tercüman'ı vasıtası ile konuşan Hagi'ye, "ulan o kadar sene türkiye'de kaldın bir türkçe öğrenemedin mi davar" yakıştırması yaparken, kayseri'de bir maç sonrası telefonu çalınıp rumence bağıran hagi'nin 145 milyon fenerbahçe taraftarı'nın bilmediğimiz bir yönünü daha ortaya koymaktadır. Lakin;

627milyon fenerbahçe taraftarı'nın hemen hepsi olmasa da 453milyon 245binaltıyüz'ü rumence'yi ana dili gibi konuşur. ve her konu hakkında fikirlerini kulaktan kulağa oynayarak ortaya koyar.

Hagi, telefonu çalındıktan sonra rumence, "Kim aldı benim telefonumu? Aranızda hırsız var" diye bağırır. televizyon görüntüleri ile sabittir.
Hadi diyelim ki ben yanlış biliyorum, yani her hangi bir vatandaşımızın telefonu kaybolduktan sonra eğer bir topluluk ortasındayken, "kim aldı lan telefonumu, kim aldıysa çıkarsın, telefonumu alanın anssahsn zykim" demesinden daha soft ve yerinde bir tepkidir.

siz hala hagi'nin adından korkarken, futbol'un yeni hagi'leri beşiktaş ve galatasaray altyapılarında yetişip, ilk 11'lerinde oynamaya başlamıştır.

ve en ilginç tespit şudur ki, "en yukarıdaki"nden "en aşağıdaki"ne günde binlerce hırsızlık, yolsuzluk, dalavere bilmem ne haberi aldığımız ülkemiz, ilk defa bir "hırsız" kelimesine bu kadar tepki göstermiştir.

tebrikler eder, ayakta alkışlar, saygılar sunarım.