bugün

bir kadının yaşamından 24 saat

freud'un "küçük bir başyapıt" diye söz ettiği, maksim gorki'nin “böylesine derin bir kitap daha okumadım diyebilirim.” dediği stefan zweig öyküsü. kitap o zamanın asil kesiminin içinde, asil bir kadın olan madam henriette'nin sadece 24 saattir tanıdığı genç bir erkekle, kocasını ve çocuklarını bırakarak kaçışının bıraktığı yankıyla başlıyor. buna verdiği ılımlı tepkiyle mrs c'nin dikkatini çekiyor asıl başkahraman, ve mrs c. 20 yıl önce başından geçen, 24 saatlik bir aşk macerasını anlatmak ve bu yükten kurtulmak istiyor. bir nevi geçmişi hatırlayarak bir psikanaliz uygulanıyor kitapta. kumar masasında tutulduğu ve uğruna bütün hayatını mahvedebileceği genç bir erkeğe duyduğu hislerini anlatıyor uzun uzun. 80 sayfa boyunca asla sıkılmıyorsunuz. o kadar iyi gözlemler var ve insanlar için yapılan psikolojik tahliller o kadar gerçekçi ki, zweig yine bir erkek olarak, bir kadının ağzından harika şeyler yazmış.

mrs c, her ne kadar ismini bilmediği bu yabancı insan için harika duygular beslese de, pılısını pırtısını toplayıp peşinden gitmeye bile cesaret etse de olmuyor, bu kumar batağındaki yabancı elini ayağını bağlıyor, kaybettiğinde hayatından vazgeçmek üzere olan bu yabancıyı hayatına döndürebilmek için kendinden taviz veriyor. harika bir 24 saat sonunda, bütün o hayalkırıklığı ile hayatından, kurulu düzeninden vazgeçip bambaşka bir yere gidiyor ve aşkını gömüyor. 10 yıl sonra, yine kumarda kaybeden bu yabancının intihar ettiğini öğreniyor ama acı yerine bir rahatlama yaşıyor çünkü ona bu masum olmayan geceyi hatırlatabilecek ya da karşısına çıkarabilecek birinin olmayacağı düşüncesi sevindiriyor.

bu yabancının peşinden gitmek istemesi beni bir miktar sevindirmişti ama yetişemeyince, daha doğrusu yetişmediğini ve onu sonsuza kadar kaybettiğini düşündüğündeki kalp acısını en derinimde yaşadım.

kitapta çok güzel bir paragraf geçiyor: "bütün acılar korkaktır, yaşama karşı duyulan aşırı arzu karşısında acı geriler çünkü yaşama arzusu, düşüncelerimizde var olan ölüm arzusundan çok daha güçlü şekilde bedenimizin her zerresinde mevcuttur."