bugün

amok koşucusu

bir stefan zweig kitabı. kitabı bir iki gün önce aldım. fakat araya seçim girdi derken bugün bitirebildim ancak.

(bkz: anın görüntüsü/#39708292)

kitap 104 sayfa. inanılmaz kısa anlayacağınız. 2 3 saatte bitirilebilir. ama mesele bitirebilmek değil. şu an derin bir nefes alsam, bu kitapla alakalı 104 sayfa çıkarım yazabilirmişim gibi.

"kitap zweig tarafından yazılmıştır" ı kitabından sonunda anlıyorsunuz. hayatı sorgulatan şeyler sunuyor insana. düşündürüyor bir süre. öyle bir süre "noluyo ya?" diye bakıyorsunuz. sonra kurgu akıyor gerisin geriye. karakterleri ve betimlemeleri öylesine güzel anlatmış ki, kitap içindeki hikayeyi yaşıyorsunuz. "haaa, anladıııım" diyorsunuz.

amok; bir çıldırma halidir. Malezya gibi sıcak bölgelerde rastlanan yakıcı sıcaktan kaynaklanan bir hastalık, bir cinnet durumu. Amok hastası kişi eline hançeri aldığı gibi amaçsızca koşar gördüğü herkese hançerini saplar, kendine ve çevresindekileri muhakkak zarar verirmiş. Hastalıktan akıl sağlığını yitirmiş, sokaklarda nereye koştuğunu, neyden kaçtığını, nereye varacağını düşünmeden delice koşan bu kişilere amok koşucusu denirmiş. ve sonunda durdurulmasının tek yolu; ölmesi.

--spoiler--

kitabın ana karakteri olan doktor, aslında bir amok koşucusu değil. sadece bunu bir metafor olarak kullanıyor. doktor, kendisini yönetebilen, güçlü karakterli insanlara karşı bağlanma güdüsü içerisinde. bir gün kendine gelen bir kadının etkisinde kalarak hayatını nasıl mahvettiğini anlatıyor kitapta. bu kadın evli, yaşak bir aşktan hamile kalan ve doktordan çocuğu alması için emrivaki yapan güçlü bir kadın. doktor bunun etkisinde kalıyor. her ne kadar başta ona üstün gelmeye çalışsa da başarılı olamıyor. onun bu umursamaz, eğilmez ve mağrur karakteri doktoru bir "amok koşucusu"na çeviriyor. kadının peşine düşüyor, şehir değiştiriyor ve yapmaması gereken, hayatının ölümle sonuçlanmasına sebebiyet veren işler yapıyor. haliyle sonunda da ölüyor.

--spoiler--

yorum:

psikolojik romanlar arasında okuduğum iyi kitaplar arasında yerini aldı. bu hikayeyi günümüze uyarladığımızda müthiş çıkarımlar yapabiliyorsunuz. aslında belli olmasa da birçoğumuz bu amok koşucularıyla tanıştık, oturduk ve yemek yedik. bir insanın, bir düşüncenin, bir amacın veya bir hırsın -fark etmez- peşinden delicesine koşan insalarla yaşıyoruz. sonucunda kendimizi öldürmek olsa bile yılmadan, sapıkça ilerleyebiliyoruz. veya ilerleyebiliyorlar. (siyasi yorum yapmayacağım.)

alın okuyun. tavsiye edilir.