bugün

psikanalist

sınıf öğretmeninin çocuk üzerindeki etkisi ne denli önemliyse ve farklı öğretmenlerin elinden farklı öğrenciler nasıl yetişiyorsa psikanalist olmak da bu denli kritik bir iştir. bu titrin hakkını veren ende isimlerden biri olan yavuz erten bir röportajında analist gözüyle mesleği icra edenin önemini şöyle vurgulamış: ''divandaki bir analizanı dinlerken kafamızda teoriler vardır ve teorilerin kavramları vardır. Psikanaliz epey kavramsal bir şeydir ve o anlamda da psişik olandan da epey uzaklaşan bir tarafı vardır. Psikanalitik uğraşta somutlaşan kavramların, şeyleşen kavramların içine gömülme tehdidi mevcuttur. Analist analizanını dinlerken ister istemez o tarafa doğru sürekli meyleder. Ama bir bilgi kaynağı daha vardır. Ona bilgi mi diyeceğiz, vakıf olma mı diyeceğiz? 'Aktarım - karşı aktarım' diye bir dinamikten söz ediyorum analist ile analizan arasında ortaya çıkan. Analizan analiste kendi bilinçdışından kendi çocukluğundan bir takım tekrarları yansıtır. Analiste kızar, aslında bu babasıyla çözemediği bir meselenin analiste yansımasıdır. Ama analist de bir şeyler yaşar. Analist de kendi bilinçdışından bir şeyleri yansıtarak algılar analizanı. Bunun sorumluluğu; bilincinde olması, sürekli farkında olmaya çalışması ve bunu çözümlemesidir. Analist nerden, ne zaman, nasıl geldiğini çok anlayamadığı bir takım haller içinde bulur kendisini ve bu halleri anlamaya çalıştıkça -artık karşı aktarımsal etkilerdir bunlar- analizanıyla ilgili teorisinin açıklamasına imkan vermediği bazı şeyler fark etmeye başlar. O andan itibaren aslında teorilerin gözünden baktığımız zaman 5-10 insan tipi ve bunların olası dinamiklerinin teorik açıklamaları içine sıkışmış olan teorisyen yani analist, 'konfeksiyon bir yaklaşımdan terzi dikimi bir yaklaşıma' doğru gitmeye başlar. Yani o teorilerden, epey simgesel olan şeylerden imgeye ve reele doğru gitmeye başlar. Tamamen o kişiyle kendi arasında oluşan, özneler-arası olan o alanda farklı bir bilgi türü oluşmaya başlar ve işte o anda, psişik olanı daha fazla yakalar. Bu anlamda hakkı verilerek yapılmış analizin süreci (5-6 sene, haftada 3-4 seansla süren analiz süreci) o psişik bilginin yaratılması sürecidir. doğru bir psikanaliz uygulamasıyla salt psikolojik ve kavramsal olan düzey aşılır, metapsikolojik, teorik, simgesel olan, ağır kavramsal kalan düzlemden, insanlar arasındaki ilişkide ortaya çıkan 'tekrar üretim'in yorumlanması düzlemine geçilir. Psişik bilgi insanın bir tarafta aşkınlığı diğer tarafta karanlığını; bir yandan olağanüstülüğünü, yani doğadaki farklılığını, diğer yandan sıradanlığını, yani hayvanlığını aynı anda içermesi sebebiyle biriciktir. Psişik bilgi, bireyin rasyonel ve bilinçli medeniyetinin altındaki bilinçdışı irrasyonel mitolojilerine doğru derinleştikçe ortaya çıkar. Sadece rasyonel düzeyde kalan bir bilgi bu uğraşta yetersiz kalır. Bu sebeple, psişik olan ile psikolojik ve/veya psikiyatrik olan arasında kesin ayrımlar vardır ve bu ayrımların üzerinde durmak ve anlamak/anlatmak gerekir.