bugün

askerlik

askerlik bir erkeğin hafızalarından kazamadığı tek anıdır. benimde aklımdan çıkmayan karakol baskınları.

aktütün baskınlarından birini yaşamış bir asker olarak anlatayım, baskın sırasında aklımızdaki tek şey ölüm değildi. annelerimizin yüreği yanacak bir ömür evlat acısı çekecek hasretle yanıp tutuşacak olmasıydı. askerde ölmek, ölüm o kadar empoze edilmişti ki beynimize çok sıradandı artık. yemek yemek, akşam uyumak, wc gitmek, santralde telefonla konuşmak, hatta nefes almak kadar basitleşmişti ölüm. kimse korkmuyordu.

hele ki bir kaç çatışmaya girmişsen otomatik bağışıklık kazanıyorsun. hayat tamamen transparan görünüyor.

eskiden karakol baskınları teröristler için büyük başarıydı. karakollar bildiğin dikenli telle etrafı çevrilmiş 4 5 odalı prefabrik yapıydı. 3 5 tane rpg ile havaya uçurabiliyorlardı. ya da doçkalarla delik deşik edip sonra sızma yapıyorlardı. şimdiki gibi ne termal kamera ne gözetleme noktası ne de radar sistemi ne de çelik betonlarla örülüydü. bakmayın şimdilerde oralarda askerlik kebap. oranın rezilliğini 90 larda 2000 lerde askerlik yapanlar çektiler.

biz baskın yediğimizde 70 kişiydik. bir yüzbaşı bir teğmen 2 astsubay 4 uzman çavuş iki düzinede komando vardı. sabaha karşı 4 gibi doçka sesine uyandık her ne kadar görmüş geçirmiş olsakta şok içinde uyanıyorsun. doçkanın 12,7 mm lik mermileri duvarı deliyor her deldiğinde ıslık sesiyle karışık çinko sesi kulağını tırmalıyor. makineli tüfek ve uzaktan atılan çoğu isabat etmeyen rpg lerin sesi bir anlık psikolojiyi alt üst ediyor. biz komutanın mevzilere bağırtısıyla daha önceki tatbikatlarda olduğu gibi yerlerimizi aldık. karanlıkta tek gördüğümüz dere yatağından ateş eden teröristlerin silah mavzerlerinden çıkan ateş parçasıydı. bizde o yöne karavana sallıyoruz. teğmen sızma olmadan santral odasında karargah a ulaşıp destek istedi. eskiden baskın var destek dediğin zaman şimdiki gibi silahlı iha'lar, sikorsky ler koordinat ile obüsler vurmuyordu. bildiğin kavgaya adam çağırır gibi kargo helikopterleriyle bir manga komando geliyor o da 2 saat kadar sürüyordu.

bizim dirayetli kaldığımızı tırsak olmadığımızı anlayınca sızma girişiminde bulunamadılar. silah seslerini duyunca süt kuzusu gibi ranzanın altında ağlarız sandılar. türk kanı taşıdığımızı kendileri gibi ermeni tohumu olmadığımızı anlayamadılar. ayrıca biz o çatışmada karakoldan çıkıp kayalıklara mevzi alınca dere içine doğru çekildiler bizim astsubay kulakları çınlasın durmak yok sürün peşlerine aslanlar diyince o gazla dere yatağına girip taylım ateşi yaptık. ve o mutlu eden görüntü gün aydınlanınca çıktı. 6 leş 1 i yaralı kansız yerde uzanıyordu. biz iki yaralı verdik bir kardeşimiz kolunu kaybetmişti diğeri ise hafif omuzundan yaralıydı. şehit vermemiştik.

askerden geldiğimde 6 ay kendimi zor topladım havai fişek patladığında evde yere yatıp sper alırdım anam ne ediyorsun yavrum diyip şaşardı. hala en ağır uykumda bile çıt sesine uyanırım bu gece de öyle oldu yüzden de bu entry i yazma gereksimi duydum.