bugün

mutfağı eşek arılarının bastığını fark etmek

hafif vızıltı seslerinin dikkatinizi çekmeye başladığı andan itibaren tüm iç organlarınızın müthiş bir dehşetle sarsılacak olduğu andır.

az önce annem mutfakta bir kovan eşek arısıyla kahramanca bir savaş verdi. abartmıyorum, bir kovan eşek arısı bizim mutfaktaki bal peteğinin kokusunu almış, mutfağımızı istila etmiş. annem bir yandan bağırıyor "bu bal peteğini buraya kim kapatmadan koyup balkonu açık bıraktı!" diye, bir yandan havluyu etrafında vızıldayan onlarca eşek arısına doğru savuruyor. ben tabii durumun ciddiyetini anladığım an kalp krizi geçirme tehlikesi atlattım, derhal mutfağın kapısını kapatıp içerideki arıların vızıltısını ve annemin savaş çığlıklarının sesleri arasında gergin dakikalar geçirmeye başladım.

annem "gel buraya! ulan bir de erkek olacaksın!" diye bana bağırıyor, ben de "anne dikkat et! ne oldu, bitti mi? sokmasınlar sakın!" diye komutlar veriyorum. gidip içeriden bir havlu kaptım. annemi orada yalnız bırakamazdım. cesaretimi topladım, mutfak kapısını hafif araladım, derken annemin o arıların arasındaki halini görünce hemen geri kapattım. o an aramızda şöyle bir konuşma geçti.

"olum gelsene!"
"anne ben kapıyı tutuyorum arılar içeri kaçmasın diye."
"hay ben sizin erkekliğinize tüküreyim."
"anne ne yapayım ya ben orada soğukkanlı olamam ki boku yerim vallaha."
"azaldı merak etme gel şuraya." dedi. kadıncağızı görseniz nefes nefese kalmıştı. o an böyle cesur bir annem olduğu için gurur duydum. kapıyı açtım. camın oradaki ve yerdeki arıları gösteriyorum. "anne işte orada!" annem vuruyor. enfes bir iş birliği içinde ben komut veriyorum, annem indiriyor. havalanan bir arı cama konuyor. "haaah işte yapıştır!" diyorum.
bu arada pencerede ve balkon kapısının camında onlarca arı vızıldıyor. annem bir ara kapıyı açıp arının birini dışarı atma gafletinde bulundu. "anne ne yapıyosun delirdin mi!" dedim. kapattı sonra.

sıcak bir savaştan sonra, kovanlarının saadeti için kahramanca savaşmış arıların naçiz bedenlerinin önünde bir dakikalık saygı duruşunda bulunup cesetleri elektrikli süpürgeyle çektim. onlar adına üzüldüğümü itiraf etmeliyim.

annem gibi cesur bir savaşçımız olmasaydı muhtemelen bir kaç hafta mutfağa giremeyecektik.