bugün

islam sayesinde özbenliğimizi koruduk yalanı

klasik ve halk içinde revaç bulan her yalan gibi büyük bir yalandır.

islam sayesinde özbenliğimizi korumadık, kaybettik. orjinal kaynaklardan tarih okuması yapan herkes bu gerçeği açıkça görebilir. örnek vereyim:

islam öncesi türk kadının durumu herkesin malumu zaten. fakat aşağılık kaç göç sistemi yüzünden kadınımız kümese kapatılmış tavuğa döndü.

dede korkut destanları görünüşte müslüman olmuş ama dinin bir çok şartından habersiz veya dikkate almayan türkleri anlatır. o toplumda kadınlar erkeklerden kaçmaz, at biner, kimisi savaşır bile...

sonra orhan gazi döneminde osmanlı topraklarını ziyaret eden ibni battuta'nın anlattıklarına geliyoruz. topraklarımızı, halkımızı, gördüğü misafirperverliği, halkın ahlakını anlata anlata bitiremez. fakat garibine giden bir şey vardır: kadınlar çarşaf giymemektedirler. kendisinden kaçmıyor, misafir olduğu evlerde yemek servis ediyor, giderken ardından su döküyorlar ve hatta bazıları sarılıyorlar bile!.. arap gezgin şaşkındır...

sonra evliya çelebi'nin dönemine geliyoruz. evliya çelebi'nin dünyasında kadınlar sadece çarşafa girmiş değil, aynı zamanda eve kapatılmışlardır. evliya kıyamet kadar osmanlı kentini kadınları çarşıya çarşafla bile salmadıkları ve hatta bazılarını sokağa çıkan kadınları öldürdükleri için öve öve bitiremez! yabancı diyarları gezdiğinde ise kadınların her yerde gönüllerince dolaştıklarını, tezgahtarlık yaptıklarını, bir kadın gören kralın bile şapkasını çıkarıp selamladığını şaşırarak anlatır.

tabi anlattığı bir husus daha vardır: sokakta kadınlar yoktur ama oğlancılık, eşcinsellik, biseksüellik diz boyudur! alışılmıştır, kimse yadırgamamaktadır, alenen yaşanmaktadır... etkilerini hala gözlemleyebilirsiniz (bkz: yobazların ahlakı)

işte islam'ın özbenliğimize katkısı (!) bu olmuştur...