bugün

darülfünun grevi

Anadolu’da Kurtuluş Savaşı sürerken 13 Kasım 1918 den beri askeri işgal altında olan istanbul’da 1922 yılında Darülfünun (Üniversite) öğrencileri işgalcilere[1] yandaşlık eden öğretim üyelerinin istifalarını isteyerek uzun süre derslere girmediler. Darülfünun Grevi[2]adıyla tarihe geçen bu direniş eylemi aslında emperyalist işgalcilere ve maşalarına karşı büyük bir öğrenci boykotudur. Bu eylem ile gençler işgal kuvvetlerine kafa tuttular ve Kurtuluş Savaşımıza katkıda bulundular. Boykot, 30 Mart’tan 25 Ağustos’a dek sürdü. Önce Eski Yunan ve Latin Edebiyatı öğrencileri, hemen arkasından öteki Fakülte ve yüksek okulların öğrencileri boykota başladı. Kurtuluş Savaşı karşıtı ve işgalci devletlerin yandaşı olan, derslerde, konferanslarda ve gazetelerde Kuvayı Milliyecileri “eşkiya” olarak niteleyen ve öğrencinin istifalarını istediği öğretim elemanları şunlardı: Ali Kemal, Rıza Tevfik Bölükbaşı, Cenap Şahabettin, Hüseyin Daniş ile Marujan Barsamyan[2].
Öğrenciler 30 Mart 1922 günü Coğrafya Enstitüsü’ nde toplandı. Başkanları Halit Oğuz idi. Tartışmaların sonucunda Darülfünun yönetimine verilecek bir bildiri hazırlandı. işgalcilere yandaşlık eden beş öğretim görevlisinin istifaları istendi. Aksi halde bu öğretim görevlileri Darülfünundan ayrılana dek dersler boykot edilecekti. Bildiri Edebiyat Fakültesi dekanı ismail Hakkı’ya (Baltacıoğlu) sunuldu ve çevredeki sokaklara asıldı. Rıza Tevfik ve Hüseyin Daniş istifa etti. Barsamyan hakkında soruşturma açıldı ancak Ali Kemal ve Cenap Şahabeddin görev-lerinde kaldılar. işgalciler Ermeni öğretim görevlisinin soruşturulmasına hemen tepki gösterdiler.
Öğrenciler kararları yetersiz bularak “ithamname” adını verdikleri Türklüğe ve Ulusal Direnişe hakareti asla kabul edemeyeceklerini açıklayan bir bildirge hazırladılar (3–5 Nisan). Bildirge Darülfünun Divanına (Senato) verildi. Boykot 10 Nisan günü eylemdeki öğrencilerin katılımıyla Haydarpaşa’daki Tıp Fakültesi’nde yapılan öğrenci toplantısından sonra oybirliği ile destek kararı alınınca büyüdü. Tıp, Fen, Hukuk Fakülteleri ardından Eczacı ve Dişçi Okulları ile Mülkiye, Ticaret, Ticareti Bahriye, Ziraat, Baytar, Orman mektepleri öğrencileri de eyleme başladılar.
istanbul basını ikiye bölünmüştü. istanbul hükümeti yandaşı gazeteler istifası istenen öğretim görevlilerini tutarken, Ulusal Kurtuluş savaşını destekleyenler öğrencilerin yanında oldular. Rektör Besim Ömer Paşa öğrencilerle bir görüşmesinde “ingilizler sizi izliyor tehlikede olabilirsiniz” deyince Öğrenci Derneği Başkanı Hamit Necdet, ona “Hocam bizi tehdit mi ediyorsunuz? Sizin burada Harrington’ unuz varsa bizim de orada Mustafa Kemal’imiz var” diye bağırmıştı[2].
Kimi Tıp öğrencisinin barındığı Haydarpaşa’daki Tıbbiye binasının tavan arasında (Öğrencilerin taktığı ad: “Hangar Palas”) boykotun kaderi belirlenmiştir. Geniş katılımlı bir toplantı gizlenmek gerektiği için burada yapılmıştır. Mezuniyet aşamasındaki öğrencilerin durumu tartışıldı ve eylemin sürdürülmesine karar verildi.
Rektör Besim Ömer Paşa ne yapacağını şaşırmıştı. Maarif Nazırı Said Paşa 12 Nisan 1922 tarihinden başlayarak üniversiteleri geçici olarak kapattı[2]. Öğrencinin buna yanıtı Darülfünun ve Mekâtibi Aliye Cemiyeti’ni (Üniversite ve Yüksek Okullar Derneği) kurmak oldu. Derneğin amacı ve hedefleri, üniversite ve yüksek okullarda okuyan öğrencileri ilgilendiren bilimsel ve toplumsal konularla uğraşmak ve aralarında dayanışmayı sağlamaktır.

Bir dizi olaydan sonra öğrencilerin kararlı olduğunu sonunda anlayan Darülfünun gereken düzenlemeleri yaparak istenmeyen öğretim görevlileri hakkındaki kararın Darülfünun Divanınca verilmesini sağladı.
Bu çok önemli eylem, öğrencilerin isteklerine uygun olarak istenmeyen öğretim görevlilerinin süresiz izinli sayılmaları (dolayısıyla görevlerine son verilmiş oldu) ve işbaşındaki öğretim elemanları arasında görev değişiklikleri yapılarak 25 Ağustos 1922 tarihinde önce Tıp Fakültesinde derslere başlanmasıyla sona ermiştir. Ertesi gün 26 Ağustosta Büyük Taarruz başladı ve Darülfünun Grevi’ni zaferle sonuçlandıran öğrencilerin Anadolu’daki önderi ve arkadaşları da zafere yürümeye başladı.

Yazan:A. Seza Baştuğ
Kaynakça
[1] istanbul, ilki 13 Kasım 1918 ve ikincisi 20 Mart 1920 tarihlerinde iki kez işgal edildi. işgalciler, ingiliz, Fransız, italyan, Yunan ve A.B.D. donanma ve askerleri idi.
[2] Kazım ismail Gürkan, Darülfünun Grevi, Harman Yayınları, istanbul 1971
[3] A. Seza Baştuğ, Kurtuluş Savaşı’nda Kimyacılar, baskıda.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar