bugün

makyavelizm

"toplum düzenini sağlamak için topluluklara her türlü şiddetin ve yaptırımın uygulanması mübahtır" başlığı altınca evrilebilecek bir akımdır.

insan, insana muhtaçtır ve belli sınırlar doğrultusunda birlikte yaşamak zorundadırlar. bu durum da farkında olmadan toplumu yaratır. her toplumda düzen olmalıdır ki insanlar ters bir kaos yaşamadan hayatlarını idame ettirebilsinler. keza bu birer savunucu, tabir-i caizse birer "halkın sesi" çıkarılarak gerçekleştirilebilir. her kafadan bir ses çıkması, herkesin kendi düşündüğünün gerçekleşmesini istemesi, her toplulukta olduğu gibi ortaya bir düzen bozucunun çıkması ağır olasılıklardır. buradan da şu sonuca varırız;

(bkz: nerde çokluk orda bokluk)

bokluk çıkmaması için yapılacak tek şey, über sayılabılecek zeki ve nitelikli birini ortaya atıp sürüyü gütmesini sağlamaktır. ama ya sürü dağılırsa? sürüden ayrılanları kurt kaparsa ve ortada bir sürü kalmazsa?

bu devrede ortaya makyavelizm çıkar ve noktayı koyar. "gerekirse sürünün bir kısmını yakarım ama diğerlerinin herkesi dağıtıp sürüyü yok etmesine izin vermem" der.

mantıklı mıdır? hayır. sadece bir noktaya kadar kabul edilebilirdir.

düşünürün, nicollo machiavelli'nin bulunduğu şartları göz önüne alırsak, yaşadığı ortamdaki sıkıntılar, içinde bulunduğu vaktin şartları düşünülürse insanın aklına başka bir şey gelmezdi. machiavelli bu düşünceyi şimdi ortaya atsa, kimse siklemez, dönüp bakmazdı. ben "bunların topunu yakacaksın bi' boka yaramazlar" desem, götünüzle gülersiniz.

nihayetinde machiavelli iyi adamdır. oturup çiziktirmiş bir şeyler. alın okuyun.

(bkz: prens)