bugün
- hadise'nin külotla marş söylemesi30
- şarap içip entry girmek8
- sözlük abazanları kız bulduğu zaman olacaklar11
- hangi süper güce sahip olmak isterdiniz16
- icardi190511
- utanmadan fenerbahçe kollanıyor diyebilmek8
- galatasaray30
- ali koç12
- kocaeli de ders basan veli9
- allah neye benzer14
- ilkokuldaki sevgilinizle yaptığınız çılgınlıklar11
- okan buruk'un rakiplerine küfür etmesi22
- fenerbahçe30
- albay kemal11
- fenerbahçe taraftarı13
- fenerbahçe 38 de 38 yapsa olacaklar10
- anın görüntüsü8
- bütün pitbullar uyutulmalı17
- son 22 yılın özeti12
- akp döneminde kürtlerin asimile olması9
- sinovac mı biontech mı12
- sözlük yazarlarına acı ama gerçek bir şey söyle9
- akp'nin galatasaray'ı destekleme nedeni8
- kulaklığını paylaşan erkek cuckold mudur8
- keyiflenmek için ne yapıyorsun9
- fettullah gülen'in ölmesi16
- kılıçdaroğlu'nun yeniden aday olacağım demesi19
- bu gece intihar edeceğim47
- ateist ve deistler bunu açıklasın12
- karısının onlyfans açmasına izin veren erkek11
- düğün yapmak akıl dışıdır11
- allah intikam sahibidir15
- fenerbahçe amblemindeki ot11
- kur an çevirisi yapmanın haram olması34
- mauro icardi23
- ülkemde başı açık tavuk is te mi yo rum8
- fransız kızın üzerine işeyen göçmen15
- dilan dere ile evlenmek11
- müslümanların anadili arapçadır13
- sevgiliyle uyumak13
- kadın vücudunun olağanüstü bir tasarım olması8
- emre belözoğlu15
- sözlüğün en iyi yazarı olmak11
- mert hakan yandaş16
- abberrline9
- 2023 2024 sezonu süper lig şampiyonu galatasaray17
- israil'in refahta sivil çadırlarını vurmasi27
- fenerbahçe'nin gs'nin balonunu patlatmış olması20
- astrolog meral güven20
- galatasaray ın verilmeyen penaltısı9
Uyandığımda saat 11 boyutlarındaydı. Saçlarım kamuran gibiydi. Banyoya turbo koştum. Derimi yüzercesine deterjanlarla yıkandım. Aynaya bi daha poz kestiğimde level atlamıştım. Güzel bi elementle buluşmam var da... Face aleminde fakesi bile var, o derece konuşuyorum. Onun evde, kalmalı eğlence yapıcaz kısmetse. Mevzular böyle… Son olarak levellenmiş saçlarıma kimyasalımı sürüp, eve “by” çektim.
***
Kuşlar gökyüzünde yürüyodu. Bulutlar üst üste yığılmıştı. Hava durumu mevsim normallerinin anormal derecesinde süperdi. Durağa kadar güneşle yürüdüm. Derken benim sanat eseri ablanızdan telefonumun sinyallerini coşurtan mesaj geldi: “Ya ben heyecanlanma yaptım ve evden erken çıktım. Rica atıcam sen de biraz yardırabilir misin?” Öhöm. “Vitesi ışık hızına atacağıma emin ol” yazıp önce Türk Sat uydumuza, ordan da sanat eseri ablanıza ilettim. Nah atıcam ışık hızına. Daha durak sisler içinde görünüyo burdan. Mega düşündüm. Tabi bu esnada durağa coşum hızıyla koşuyorum. Altın madalya için bile biraz zor yükseleceğim bi hıza yükseldim. Daha durağa gelmeden durakta adres soracağım TC insanlarını gözlerimle aramaya başlamıştım uzaktan. Durağa indiğimde belirlediğim mihricanın tekine sordum. “Florya’ya en acil nası gidebilirim? Zamanla yarışıyorum da” yaptım. “Burdan diil, karşı durağa geçin. Ordan ekspresin allahı geçiyo” dedi. Biraz durup saatini izledikten sonra “Hatta şimdi geçicek. Siz ilk gelen araca binin” yaptı. Dediğini yaptım. iki adet leylek adımıyla karşıdaydım. Söylediği gibi ilk gelen otobüse en arka kapıdan dahil oldum. Ama otobüs aşırı yeni ve bomboş. Her yeri yeni kokuyo, koltukların jelatinleri daha soyunmamış. Daha fabrika ayarlarında. Hadi o neyse. Baya bi gittik. Duraklarda duruyoruz ama kimse binmiyo? Ulan dedim bu işte bir caz var! Sanat eseri ablanıza teknolojik mektubumu geçtim:
“Kızım ben bi otobüse bindim, hayvan yeni ve temiz bişey ama kimse binmiyo? N’oluyo sence?”
“Florya’da otobüse binen yoktur. Öhöm, zengin muhit olduğu için de en temiz araçları buraya veriyo belediye” diye diplomatik bi dilde açıkladı. Mantıklı. En arkamda oturmaya devam ettim. 5 dakka sonra da telefonumu şarj yetmezliğinden kaybettim.
***
Duraklar sonrası, dayanamadım, ne kadar kaldı diye şoföre yüriyim dedim. Adama tam yaklaşcam, öndeki levhada koskocaman “Lütfen şoförle konuşmayınız” anekdotu yer alıyo. Ben de durum acil olduğu için çok ses yapmadan yanağına yaklaştım, hatta ses çıkmasın diye kalp atışlarımı bile durdurdum. Fısıldayarak “Meraba” dedim ama bitiremedim. Birden irkildi at eti! Uyuyo muydu n’apıyo anlamadım! Frene asıldı! Otobüs kıvırtır gibi bi sağa bi de sola döne döne durdu. “Abi Florya’ya ne kadarımız kaldı diycektim sadece n’aptın” dedim. Şoför, canavar gibi güldü. Dalga geçtiğini anladım ama hangi konuyla ilgili olduğunu çözemedim? Heykelleştim. Gözlerimi patlatarak “Pardon?” dedim. “Komik misin? Bu araç kullanılmıyo daha” dedi.
Tam bir reyhanlık! Meğer allah kahretmeye ki test aracına binmişim! Ben kafamı nerelere vuram! Bi baktım otobüsün alnında hayvani boyutlarda “TEST ARACI BiNMEYiNiZ” yazıyo. Bi öl yaaaa… Töbe görmemişim. Ah ulan köpek kadın! Zaten dalgın ve unutuk bi insanım. Unutuğum. ilk araca bin dedi, al sana ilk araç! “Ben de uykuluyum zaten, altıma doldurucak kadar korktum. Yemin ediyorum giriyoduk biyerlere! Olum sen ne ara bindin buna” dedi şoför.
Geçmeli anlatıcam…
Talihsiz şoför, süpriz derecede salak olduğum için bana bi iyilik yapmak istedi. Altımızdaki “2013” ile beni Florya’ya kadar bırakacağını söledi. Üstelik “Şu test aracı yazısını söndürelim de yengemize rezil olmayalım” diye bi babalık daha yaptı. “Adamsın” dedim. Florya’ya gömdürdük. Yol boyunca otobüsün durumundan konuştuk. “Nası abi testte bi sorun çıktı mı” dedim. “No problem. Canavar… Bi sen çıktın işte” dedi. “Zaaaaaaa” diye güldük.
“Özel otobüsüm”le iki dakkada buluşmama yetişmiştim. inerken, özel şoförüme dönüp “Kimseye söleme” dedim. “Asıl sen kimseye söleme” dedi. Canavar gibi güldük. 2013 model otobüs, ön kaldırarak testine devam etmek üzre yoluna sürdü.
***
Kuşlar gökyüzünde yürüyodu. Bulutlar üst üste yığılmıştı. Hava durumu mevsim normallerinin anormal derecesinde süperdi. Durağa kadar güneşle yürüdüm. Derken benim sanat eseri ablanızdan telefonumun sinyallerini coşurtan mesaj geldi: “Ya ben heyecanlanma yaptım ve evden erken çıktım. Rica atıcam sen de biraz yardırabilir misin?” Öhöm. “Vitesi ışık hızına atacağıma emin ol” yazıp önce Türk Sat uydumuza, ordan da sanat eseri ablanıza ilettim. Nah atıcam ışık hızına. Daha durak sisler içinde görünüyo burdan. Mega düşündüm. Tabi bu esnada durağa coşum hızıyla koşuyorum. Altın madalya için bile biraz zor yükseleceğim bi hıza yükseldim. Daha durağa gelmeden durakta adres soracağım TC insanlarını gözlerimle aramaya başlamıştım uzaktan. Durağa indiğimde belirlediğim mihricanın tekine sordum. “Florya’ya en acil nası gidebilirim? Zamanla yarışıyorum da” yaptım. “Burdan diil, karşı durağa geçin. Ordan ekspresin allahı geçiyo” dedi. Biraz durup saatini izledikten sonra “Hatta şimdi geçicek. Siz ilk gelen araca binin” yaptı. Dediğini yaptım. iki adet leylek adımıyla karşıdaydım. Söylediği gibi ilk gelen otobüse en arka kapıdan dahil oldum. Ama otobüs aşırı yeni ve bomboş. Her yeri yeni kokuyo, koltukların jelatinleri daha soyunmamış. Daha fabrika ayarlarında. Hadi o neyse. Baya bi gittik. Duraklarda duruyoruz ama kimse binmiyo? Ulan dedim bu işte bir caz var! Sanat eseri ablanıza teknolojik mektubumu geçtim:
“Kızım ben bi otobüse bindim, hayvan yeni ve temiz bişey ama kimse binmiyo? N’oluyo sence?”
“Florya’da otobüse binen yoktur. Öhöm, zengin muhit olduğu için de en temiz araçları buraya veriyo belediye” diye diplomatik bi dilde açıkladı. Mantıklı. En arkamda oturmaya devam ettim. 5 dakka sonra da telefonumu şarj yetmezliğinden kaybettim.
***
Duraklar sonrası, dayanamadım, ne kadar kaldı diye şoföre yüriyim dedim. Adama tam yaklaşcam, öndeki levhada koskocaman “Lütfen şoförle konuşmayınız” anekdotu yer alıyo. Ben de durum acil olduğu için çok ses yapmadan yanağına yaklaştım, hatta ses çıkmasın diye kalp atışlarımı bile durdurdum. Fısıldayarak “Meraba” dedim ama bitiremedim. Birden irkildi at eti! Uyuyo muydu n’apıyo anlamadım! Frene asıldı! Otobüs kıvırtır gibi bi sağa bi de sola döne döne durdu. “Abi Florya’ya ne kadarımız kaldı diycektim sadece n’aptın” dedim. Şoför, canavar gibi güldü. Dalga geçtiğini anladım ama hangi konuyla ilgili olduğunu çözemedim? Heykelleştim. Gözlerimi patlatarak “Pardon?” dedim. “Komik misin? Bu araç kullanılmıyo daha” dedi.
Tam bir reyhanlık! Meğer allah kahretmeye ki test aracına binmişim! Ben kafamı nerelere vuram! Bi baktım otobüsün alnında hayvani boyutlarda “TEST ARACI BiNMEYiNiZ” yazıyo. Bi öl yaaaa… Töbe görmemişim. Ah ulan köpek kadın! Zaten dalgın ve unutuk bi insanım. Unutuğum. ilk araca bin dedi, al sana ilk araç! “Ben de uykuluyum zaten, altıma doldurucak kadar korktum. Yemin ediyorum giriyoduk biyerlere! Olum sen ne ara bindin buna” dedi şoför.
Geçmeli anlatıcam…
Talihsiz şoför, süpriz derecede salak olduğum için bana bi iyilik yapmak istedi. Altımızdaki “2013” ile beni Florya’ya kadar bırakacağını söledi. Üstelik “Şu test aracı yazısını söndürelim de yengemize rezil olmayalım” diye bi babalık daha yaptı. “Adamsın” dedim. Florya’ya gömdürdük. Yol boyunca otobüsün durumundan konuştuk. “Nası abi testte bi sorun çıktı mı” dedim. “No problem. Canavar… Bi sen çıktın işte” dedi. “Zaaaaaaa” diye güldük.
“Özel otobüsüm”le iki dakkada buluşmama yetişmiştim. inerken, özel şoförüme dönüp “Kimseye söleme” dedim. “Asıl sen kimseye söleme” dedi. Canavar gibi güldük. 2013 model otobüs, ön kaldırarak testine devam etmek üzre yoluna sürdü.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar