bugün

en umutsuz anda akla gelen şey

Alıp başımı gitmek, gidebildiğim yere kadar, kimseyi aramadan, sormadan, kendi kendime ve gerçek bir özgürlüğün varlığını hissederek. Paris'te bir kafede sokaktan geçenleri izlemek, sıcacık kahvemi yudumlarken. Yazmak, okumak. Yeni insanlar tanımak, şöyle en dertsizinden, en yaşamayı bileninden, yaşamaya her maddi şeyden daha çok değer vereninden, kimsenin ne yapacağını söylemesine ya da yapabileceklerinin sınırını çizmesine müsaade etmeyeninden. Şunu yapamam bunu yapamamları bi kenara koyup, yapabileceklerinin gücünün farkında olanından. Sevmeyi, gezmeyi, yemeyi, içmeyi, gitmeyi, kalmayı herşeyi layıkıyla yapanından. Bir kahveyi bile büyük aşkla içeninden, sevdiği şeyi abartanından. Yok değil mi böylesi? Varsa dünyanın neresinde aramalı bilmiyorum, bu yüzden dünyayı gezmeye nihayet başlıyorum. Şimdi en umutsuz anımın bittiği yerden başlıyorum.