bugün

portekiz milli futbol takımı

gümbür gümbür buraya kadar gelmiştir.

insanlar hiç maç izlemeden, sonuçlara bakarak ezbere 2004 yunanistan gibi yaslanıp tek golün derdinde sanıyor portekizi. halbuki alakası yok. her maçta oyun ve pozisyon üstünlüğü onlardaydı. bilakis rakipler ronaldo, nani, quaresma gibi hızlı ve etkili isimlerden çekinip oyunlarını portekiz'e göre defansif olarak modifiye ediyorlar. en basiti hırvatistan. bize karşı oynadığı gibi mi oynadı portekiz'e?

gruptan üç beraberlik ile ayrıldılar. öne geçtikleri maçta izlandaya yakalandılar, avusturya ile golsüz berabere kaldılar ve en önemlisi Dzsudzsák ın vurduğu iki şutun sağa sola çarpa çarpa girdiği, 3 kez geriye düştükleri maçta macarlarla berabere kalıp ( galibiyeti de kaçırarak) gruptan çıktılar.

yani adamlar öne geçti, geriye düştü, denge oyunu oynadı ama pes etmedi.

hırvatistan maçı büyük bir testti ve oyununu portekiz'e göre değiştiren hırvatlar oldu. gruplardaki hırçın hallerinden eser yoktu. hem portekiz in yetenekli ön tarafı, hem kaliteli ve dinamik orta sahası ve pepe öncülüğündeki savunması bunda etkendi tabi. uzun bir sinir harbinden sonra 117 de golü bularak tur atladılar.

polonya maçı, düdükle geri düştüler desek yeridir. hem de sağ beklerinin bariz hatasından gelen golle. görece genç kadroya rağmen hiç panik yapmadılar. dağılmadan, oyunlarını oynadılar ve golü de buldular. ronaldo nun ne kadar kaçırdığını siz biliyorsunuz, ikinci yarı 5 - 2 falan biterdi portekiz lehine.

şimdi bu takım hak etmeden buraya gelmiş oluyor öyle mi? vay vay vay. bu takım her maç büyüyerek, eksiklerini ( ronaldo hariç) kapata kapata buraya geldi. hiç ezilmediler, hiçbir durumda pes etmediler. suçlandıkları gibi üretkenlikten uzak değil bilakis rakipleri tarafından engellenen takım oldular.

bireysel hata ve oyun içi bir takım tuhaflıklardan geriye düştükleri, dirençli takımlarla uzatmalar oynayıp fizik olarak ezilmedikleri ve ronaldo nun sürekli gol kaçırdığı bir turnuvada yarı finaldeler.