bugün

nakşibendi tarikatı

Tasavvuf ve Tarikat Şirkine Örnek:Menzil Tarikatı Şeyhi Fevzeddin Erola Söylenen Aşırı Sözler

Tasavvuf ve tarikat şirkine örnek:Menzil tarikatı şeyhi Fevzeddin erola söylenen aşırı sözler

“? Seyyid Fevzeddin’in (ksa) ,Buhara şehrinden ay gibi doğup gelince; güneş ile ay, onun kölelik hizmetinde bulunmak için, bellerini bağlayıp divan durdular.

? Onun nurlu yüzü, gözlere göz olunca, insanların gözleri, yarattığı eserlerde Hakk’ı görme gücünü elde etti.

? Melekler, çavuşlar gibi onun önünde nara atarak yürümede idiler. Gökler başla, gözle huzurunda secdeye kapanmışlardı.

? Bu fanî baş gözü ile, onun yüzünü görmeye imkan yoktur! Çünkü nefis padişaha bakmaz, o güç onda yoktur.

? Ona saygı göstermeyen, önünde eğilmeyen kişinin ağacı, yokluk testerelerinden, balta yaralarından kurtulamadı.

? Şimdi o ay ayrılık bulutu içinde gizlendi. 0 ayrılık bulutu yüzünden iki gözümden yağmurlar yağıyor.

? Saray kethüdasının, nasıl padişahın cemalinden, güzel yüzünden haberi varsa, tıpkı bunun gibi evdeki eşyanın, herşeyin aşktan haberi vardır.

? Ondan haber almak istiyorsan, ondan haberi olmayanlarla az görüş, aşktan haberi olmayan sürüyü, köpek sürüsü say!

? Kalbi ölü arkadaş, seni ölü yıkayıcı yapar. Ölü koca ise, ölü yıkayandan beterdir.”



güneş ve ay bu adama köle olmuş.vay be:)

şuna bak resmen konuşmaktan aciz bir adama uluhiyet makamı vermişler:

“Melekler, çavuşlar gibi onun önünde nara atarak yürümede idiler. Gökler başla, gözle huzurunda secdeye kapanmışlardı. ”

melekler gökler huzurunda nasıl secde eder yahu.

Allah c.c. derki güneşi ayı yeri göğü emrine boyun eğdiren benim der.

melekler benim emrimde der

bu tarikatçılar melekleri yeri göğü güneşi ayı bu adama secde ettirirler pes.

şirk devam ediyor: bu fevzettin erol un konuşmaları var nette. Vallahi iki kelimeyi bir araya getirmekten aciz adam. ama ne hikmet ise ay güneş yer gök bu adama secdeye durmuş.

şirk devam ediyor:

“? Ey gönül! Ben garibim, aşığım, mestim, yüzünü görmek özlemindeyim. Sana gelmek, seninle buluşmak için pılımı pırtımı bağladım, denk yaptım. işte şuracıkta duruyor.

? Sen bütün dünyanın kıblesisin. Kıbleden başka tarafa dönemem. Nerede olursam olayım, hep kıbleye yüz çeviririm. Namazımı kılarken oraya dönerim.

? Canım bedenimde oldukça, senden başkasına giden bir yola ayak basamam, buna imkan yok! Sevgili, ben yokluk aleminden bu dünyaya senin aşkınla geldim.

? Senden başkasını düşünürsem, darağacına layık olurum. Senden başkasının eteğine sarılırsam, elim kesilsin.

? Bütün dünya ve bütün dünyadakiler, kendi vesveselerine uymuş, yollarını kaybetmişler, dinlerinden dönmüşlerdir. Bense öyle büyük bir aşkın lütfu ile kendi şerrimden bile kurtulmuşum.

? Şu gönül kirlilikten kurtulmuş, saf, tertemiz bir hale gelmiş de yükselmiş, aşkın yücesine çıkmış. Bense beden balçığının meydana getirdiği bulanıklık yüzünden, şu kirli yerde, dünyada kalmışım, yücelere çıkamıyorum.

? Sevgilinin kendisi bana gelmeye tenezzül etmedi de, lütufta bulundu, hayalini gönderdi. Ne de güzel bir hayal! Dayanamadım, o hayalin ayaklarına kapandım, ayaklarını dudağımla yaraladım, incittim.”



“sen bütün dünyanın kıblesisin. Kıbleden başka tarafa dönemem. Nerede olursam olayım, hep kıbleye yüz çeviririm. Namazımı kılarken oraya dönerim. ”

sen dünyanın kıblesisin ne demek acaba?

ne tarafa dönersem sen varson gibi manaya gelir ki bu Allahın sıfatıdır ve tam şirkin dik alasıdır

http://salihdostlar.com/showthread.php?p=92182

bu linkte menzil tarikatının şeyhi fevzettin erola söylenen sözler hakikaten insanı derinden düşündürüyor.bu nasıl mantıktır.biz tariaktler tasavvuf islamdan raydan çıkmış şirke batmış deriz.bize kızarlar buyrun ispatı:

“*Merhaba ey ölümsüz can, ey muradına ermiş padişah! Ey her tali’i ölmüş kişilere ruh bağışlayan! Ey bütün dünyaya güneş olan güzel!

*Bu dünya da öteki dünya da, her ikisi de senin emrinin kulu, kölesi olmuşlar sana boyun eğmişlerdir. Eğer istemiyorsan onları birbirine vur, ikisi de dağılsın gitsin! îstiyorsan onları koru, mamur et!

*Varlık alemine yokluk güneşinin nurunu düşür de, herkesi cennet nimetlerini istemez ve cehennem ateşinden korkmaz bir hale getir!

*Yoksulluk ile övünenleri, can korkusundan kurtar! Şu dünyada görünen bütün fanî güzellikleri, resimleri, nakışlan, onları yapanın uğruna feda et!

*Allah’ım lütuflarındaki, ihsanlarındaki bu sırları herkes anlamaz. Onları ancak yoklukta mahvolan, varlıktan tamamıyla kurtulan kişiler anlar.

*Kaderin o kıvılcımlı belalar ateşinde, gönlün kırmızı altın gibi güldüğünü ren kişi çekinmeden, tiksinmeden canını feda eder.

*Sen kendin, asıl altın ve inci madenindensin. Artık dünyada kimyalara başvurarak bakırları altın haline getirerek zengin olmaya uğraşmak senin için ayıptır. ”

…..

“*Merhaba ey ölümsüz can, ey muradına ermiş padişah! Ey her tali’i ölmüş kişilere ruh bağışlayan! Ey bütün dünyaya güneş olan güzel! ”

ey ölümsüz can?

Baki sıfatı sadece Allah c.c. aittir.

Kuranı Kerimde her can ölümü tadar derken bu ayeti inkar edip Allahın sıfatını ölümlü aciz bir kula verip tamamen şirke batmışlar.

ne demek ölümsüz can yahu? bu adam daha oturup kalkmaktan aciz ne zaman ölümsüz oldu?

ölümüş kişilere can?

dünyaya güneş olan?

hayret ölmüş kişilere can olmak haşa ölüyü diriltmektir ki Allah c.c. mahsustur.

dünya güneş mi olmuş bu adam?

karanlıkta iki adım atmaktan aciz piri fani biri dünyaya güneş olmuş

oysa Kur’anda güneş şems ve ay Allahın ayetidir.