bugün

platonik aşka mektup

organik labaratuarındaydım o gece ders 10'da bitmiş bende önlüğümü çıkarmadan son otobüse koşuyordum üzerimdeki asetamid * kokusuna aldırmadan. arkada bir otobüs daha varmış, son otobüs değilmiş binmeye çalıştığım, senin de içinde olduğun taşıt tam inmeye yeltenirken sen hapşurdun esmer insan. sesini duydum, seni gördüm başını cama yaslamış burnunu siliyordun. çok hastaydın. içimden sana ıhlamur yapmak, şevkat göstermek geldi, ama otobüs sartlarında ne bir su kaynatacak gereç ne de şevkat gösterecek ortam vardı. üstelik eğitimde bindiğim otobüsde senin hizanda ayaktayken durak geçtikçe acımasız söför tarafından arka kapıya doğru ilerliyordum.
sen öksürüp tıksırıyordun ben iyi yaşa diyemiyordum. mincik ellerin kocaman çizim çantan vardı. neden o otobüse bindim diyorum ama bilmiyorum hep 12/17 ye biniyorum çarşamba günleri belki binersin diye seni artık göremiyorum yemekhaneye de gelmiyorsun. anlaşılan bursun var paran çok kantinde fast-food yiyorsun böyle yapma esmerim seni görebilmem için iki şansım var onları da bana çok görme.
şimdiden kısa kolluları giyme. bağrını açıp iman tahtanı üşütme. sen bana lazımsın biliyorsun ki sana yazıyorum. bir gün tekin acardan el ele çıkmak dileğiyle sevdiceğim.