bugün

ırkçılık

insanlık tarihine baktığımızda 70 bin yıl önce toplam insan nüfusu 10 bin kişi civarındaydı. tüm dünyada ki insan sayısı 10 bin, yani günümüzdeki bir kasaba nüfusu kadar bile değil. bu insanlardan bir kısmı bulundukları yerlerden göç ederek farklı yerlere gidiyorlar. bu yüzden birbirlerinden kopuyorlar. coğrafya ve iklim şartları ve iletişimsizlikten dolayı da insanlar farklılaşıyor. farklı diller, farklı kültürler geliştiriyorlar. günümüzdeki 8 milyar insan bu insanların torunu oluyor.

olaya bu noktadan baktığımızda, aslında tüm insanlar aynı soydan gelmektedir. ırkçılık bu açıdan baktığımızda gerçekten hastalıktır. tedavisi çok zor olan bir hastalık. tüm ırkçıların özellikleri ortaktır. hepsi kendi ırkı ile gurur duyar. tesadüfen sahip olduğu, elde etmek için hiç bir emek vermediği, uğrunda bir mücadele yürütmediği bir sıfata sahip olmayı gurur sebebi görmek en büyük acizliktir. çünkü kendine ait övünebileceği hiç bir özelliği yoktur. kendinde övünülecek bir başarısı olmadığı içinde övünme ihtiyacını dışarıdan tesadüfü bir kazanım olan ırkından karşılıyor.

2 km ötede doğsa yunanlı olacak ve yunan olmakla övünüp, türklerden nefret edecek. 2 km bu tarafta doğduğu için türk olmakla övünüp, yunanlılarda, kürtlerden vb. nefret ediyor. anadoludaki türklere, kürtlere vb. milletlere baktığımızda hiç biri özünü koruyamamıştır. orta asyadaki türkler ile burada türkler dış görünüş olarak kesinlikle bezeşmemekteler. buradaki türkler tipik ortadoğulu görüntüsünde iken, orta asyadaki türkler çinliler ile daha benzer bir görünüşe sahipler. buradaki türkçe ile diğer türkçeler arasında da dağlar kadar fark var.

bu durumu anlamak, bu durumun anlamsızlığını idrak etmek bu kadar mı zor? türk olmanın, kürt olmanın, yunanlı olmanın hiç bir özelliği yok. tamamen tesadüfi bir durum. binlerce yıllık süreç içinde ayrılmış olan, aynı insanların torunlarıyız. insanları ayıran iki temel özellik tek var; iyi insan kötü insan. bu kadar. dahası değil.