bugün

din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması

neden ayrılmalı kısmını bir örnekle açıklamak isterim,

malum 17 aralık operasyonları ve sonrasında yaşanan süreç aslında bu fikir ile ilgili çok net örnekler sundu bize ve ben bunlardan birini, yani kardeşine sahip çık emri adı altında yaşananlara sebep olan kımselerin kollanması gerekteği fikrinin savunulması üzerinden devam edeceğim.

hukuk olayları toplumsal değerleri kullanmadan, kişilere indirgemeden, evrensel bakış açısı ve kurallar çerçevesinde değerlendirir.

yani hukuk açısından kardeşin korunması diye birşey olamaz çünkü herkes eşit görüldüğünden, birinin korunması veya diğerinin aşağıya çekilmesi diye birşey yoktur. burada belirtmek isterim ki bir insan olarak herkes hukuksuz bir toplumda belki kayrılır avantaj sağlar ancak gün gelir aşağıya çekilmede yaşar. bu yüzdendır ki adaletin temeli eşitlik ilkesine bağlı bir hukuk sistemidir.

gelelim dini inanışlarla yoruma,

burada kardeşine sahip çık kolla ile demek istenen şey basit şekliyle ona adeletli davran yardıma ihtiyacı olduğunda yanında oldur fakat bunu belki bilerek belki bilmeyerek ama çoğunluğu bilerek her fırsatta her şartta yardım et şeklinde yorumlamıştırlar. böyle birşey mümkün olabilir mi? yani hangi din kardeşin hırsızlık yapsa tecavüz etse adam bile öldürse ona yardım et diyebilir?

işte bunun gibi onlarca örnek var ve dinin aktardıkları çoğu zaman yoruma açık olduğundan vede insan tarafından sürekli çıkar doğrultusunda kullanıldığından adeletin olduğu bir yerde asla hukuk yerine geçemez.

bu yüzdendir ki din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması herkes için zorunluluktur.