bugün

türk dizilerinin insanlara öğrettikleri

Şuursuz geri zekalı olmak, gerçek dünyada hiç kimsenin yaşamadığı bir hayatı sanki gerçekmiş gibi insanların bilinç altına sokup, toplumun iyice dengesiz garip bir kişiliğe bürünmesine neden olmak, ayrıca toplumu bildiğin uyutup uyuşturucu vermiş gibi salaklaştırmak.

insanların beynine soktuğu Zengin hep kötüdür, fakir hep iyidir! Yani fakir olun mutlu olun mantığı! Ama dizinin senaristinden, oyuncularına, yapımcısından yayınlayana, yönetmenine kadar alayı eşşek kadar kolay para kazanır. Evlilik programı sunan hatunun 45 saniye reklam filmi için 3 Milyon TL para kazanması gibi.

Her daim bir taraf fakirdir, diğer zengin. O zengin tarafta mutlaka anne vb. baya kötü insandır. Fakir aile de fakir ama muhteşem insanlardır ve ileride bir gün bunların aslında bir şekilde çok zengin olduğu ortaya çıkar AMK!

Baş rol kadının bir sevgilisi vardır, bunu terk eder, başka bir adam bulur. Eski barzo sevgili gelip yenisine saldırır! Burada her daim suçlu hiç bir boktan haberi olmayan yeni sevgilidir. Kadın da eski sevgili saldırınca aşkı pekişir hemen eski sevgilisine döner. Yeni sevgiliyi birlikte kötü ilan ederler. Yeni sevgili de hep nedense dayak yiyen taraf olur. Hani hiç içinden eli ağır, MMA, Judo, Boks filan çalışan, koduğunu oturtan, eskisine siktir lan deyip peş peşe 4 lü tekme yumruk kombinasyonları yapıp, yakaya yapışan eski sevgili kolunu çatırt diye kıran bir adam çıkmaz *

insanlara gerçeğe tamamen tezat bir yaşamı varmış, çok normalmiş gibi sunarlar. Bu fikir bilinç altına işleyen insan bir süre sonra normal yaşamının da bunlara benzer bir şekilde olması gerektiğine inanır.

işin daha komik tarafı bu dizilerin yapımcıları, oyuncuları, yönetmelerinin vb. nin savunması" Ama Halk bunları izliyor" şeklinde olur. Bu demagoji, bahanenin en büyüğüdür.

Aslı olan sen halka sürekli zeka seviyesinden düşük şeyleri empoze edersen o halk sürekli daha da geri zekalı hale gelip beğeni standartları düşer, eğer seviyesinden daha yüksek yapımlar vs. izletirsen zeka seviyeleri, beklentileri de o oranda yükselir, kalitesi artar.

Ayrıca "Halk izliyor" denen şeyin ölçüm şekli de ayrı bir komedidir! Hiç bir şekilde gerçeği yansıtmaz. Rating sistemi başlı başına bi körler ağırlar bir birini ağırlar sistemidir.

Rating cihazı verenlerin seçtiği topu topu 1000 kişi arasında en yüksek izlemeyi gösterirken örneğin 100 kişinin tek bir programı izlemesi o programı 1. yapar , diğerlerini 90 kişi izliyorsa 2., 3. vs. diye devam eder.

Aynı anda hiç izlenmiyor gibi görünen bir program için twitter da canlı 10 bin twit sürekli program boyunca dolanır, üst üste binlerce e-posta yağar, bir bakmışsın aslında izleyen 100 Bin kişi belki daha fazla.

Ama rating cihazına sorsan bu salak diziyi 100 kişi izleyince o dizi/program çok izleniyor olur. 100 Kişini izlediği hesaba alınırken öte yanda 100 bin kişinin izlediği hiç hesaba dahi katılmaz.

Zaten gerek siyasi, gerekse benzeri bir takım garip çıkarlar nedeniyle kaliteli ve izlenene yapılar öyle yada böyle bir şekilde yayından kaldırılır.

Örneğin yalan dünya'nın kanalın kendi web sitesinde koyulan bölümlerinin her biri 1 hafta içerisinde 1 milyon gibi bir izlenme oranı alıyordu. Kaldırılınca merak edip ciddi ciddi kıyaslayıp bakmıştım! Diğer yanda Acun'un güya çok izlenene programlarına bakınca 5 bin izlenme dahi yok!

Ama Yalan Dünya bu kadar çok izlendiği halde kaldırılırken, binde biri kadar dahi izlenmeyen yapımlar yıllarca sürüyor.