bugün

uludağ üniversitesi

okulun kampüsüne ilk defa gelenler, hastane ve rektörlük binasının ilerisindeki büyük inşaatı gördüklerinde "bu ne?" tepkisi verirler. onun adı oditoryumdur. yaklaşık 15 senedir inşaat sürmektedir ve bu gidişle 15 yıl daha sürmesi beklenmektedir. bunun dışında yukarıda bir yerde hurdalığa çevrilmiş bir yüzme salonu inşaatı vardır. onun da durumu içler acısıdır. okulda sosyal binalar bu haldeyken eğitim fakültesinin yanına 6 ay içinde teknopark diye bir yer kurulmuştur. burası teknoparktan çok tofaşın kendi "küçük sanayi" si durumundadır. yani uludağ üniversitesinde istendiğinde binalar kısa zamanda sıfırdan yapılabilmekte, ancak %80 bitmiş binalar çürümeye terk edilebilmektedir.

kampüsündeki inşaat çalışmaları dışında kampüse diyecek bir şey yoktur. bundan 6 sene öncesine kadar sınırları olmayan bir kampüs iken sonra çitlerle çevrilmiş ve yüzölçüm olarak odtü kampüsünden sonra türkiyenin en büyük kampüsü olmuştur. bunun 1/3 ü orman, 1/3 ü tarladır. öğrencilerin görüp görebileceği tüm mekanlar kalan 1/3 ün içindedir.