bugün

tuğrul türkeş

partisini satıp satmadığı tartışılır. ama önce partiyi tartışmak gerek. çünkü parti şu anda tamamen bahçeli'nin ve çevresindeki bir kaç ismin egosundan ibaret.

alınan hiç bir karar myk'ya danışılmıyor. genel başkan yardımcılarına bile bir şey danışılmıyor. sadece bazı genel başkan yardımcıları zaman içinde belli konularda bahçeli'nin kanına girmeye çalışıyorlar. başarılı oldukları miktarda bahçeli'nin kararları etkilenebiliyor. ama bu isimler de şefkat çetin tipi adamlar olduğu için olayın rengi zaten baştan değişmiş oluyor.

mhp'yi az tanıyanlar şefkat çetin'i pek bilmez ama baraj altı kalındığı zaman teşkilatların başında yine şefkat çetin vardı.

adamı kovdular. sonra bahçeli kongrede kaybedecek gibi olunca teşkilatları ayarlasın diye tekrar geri getirdiler.

adamın metodları belli, eski asker mitçi mafya vs ilişkileriyle tehdit şantaj teşkilatları kontrolünde tutmaya çalışıyor.

böyle bir yapıya da her insan yanaşmak istemiyor. zaten kendileri de uzaklaştırıyorlar. tek olmak istiyorlar.

onlara benzemiyorsan tu kaka oluyorsun. yükselmene parlamana izin verilmiyor. kısaca olay sadece behçeli değil.

mhp dava partisi falan da değil artık zaten. en azından bu yönetimle değil.

engin alan, meral akşener, sinan ogan, kemal çelik, tuğrul türkeş ve daha nicesinin durumu ortadayken burada davaya ihanetten bahsetmek ya saflıktır ya da art niyetliliktir.