bugün

alışmak

kolay ya da zor zaman gerektiyor hepsi bu.

dar zamanlar vardı elimiz kolumuzu bağlayan...
nefes nefese geceler...
öğrenemedik sevmeyi ama yaşattık aramızda. hayatımıza çizemediğimiz rotaları istaklal için çizdik hızlıca.
alıştıklarımız kaybettik, alışkanlıkarımızı da.
sustuk konuşmaya çokça susadığımızda yersizce.
huzur aradık nerde kaybettiğimiz bulamadık.
geçemeden, yanan köprüler için ağıtlarımız oldu, kimi zaman haftalarca süren.
dünyadan vazgeçtip umutlarımıza aktık.
bir kağıt bir kaleme sattık alemi.
pişmanlık duymadık aynalar gibi yalancılardı.
korktuk birbirimize bakıp yüzyüze gelmekten.
ışığı hep kapadık. içimizin aydınlığı yetti sandık.
şarj ettik kalbimizi dut ağaçlarının tepelerinde, üstümüzde beyaz tişörtler..
pembe ve morun en doğal halleriyleydiler...
sevinçlerimizde hüzünlerimiz kadardı
soysuzluklara rağmen ayakta kalmamıza şaşarak devirdik geçmiyor dediğimiz zamanı.

bitmek yoktu. bir değişim, başkalaşma fakat hep yeni olan vardı.
eskimek değil; değişenlere ayak uydurmaya alışmak vardı.
alışmak..

o sabah güneş doğmadı, yoktun.

ve bıraktın beni yokluğuna alışmaya alışmakla..