bir kış masalı

Ne zamandır sana yazamadım.

Araya kar girdi, soğuk ve kısa günler girdi.

Ne başlarken benimdiler, ne biterken, günler yabancıydılar, benden değildiler.

Zaman dediğin kırlangıç kuşu çevikliğinde kayıp gidiyor avucumuzdan. ARAYA ZAMAN GiRDi.

Gri günlerden, yağmurdan, kardan, deli poyrazdan sonra güneş var buralarda.

Kara rağmen, aniden.

Asık suratlı küskün şehir gülümsüyor sanki.HERŞEY GÜLÜMSÜYOR, BALKONUMDAKi KOCA BEGONViL DE.

Bilirsin işte, Bodrum çiçeği de diyorlar hani, beyaz evlerinin duvarlarına yaslana, yaslana büyüyen, kırmızı, pembe renkte çiçekleri neredeyse hiç solmayan.

Ben begonvili yaz çiçeği diye bilirdim.

O, gözümde hep sıcak yerlerin fotoğrafıydı.

Terli yüzlerin, susuz toprakların ve mutlaka mavi denizlerin yoldaşı. AMA YANILMIŞIM.

Balkonumdaki begonvil istanbul un karına, ayazına aldırmadan çiçek, çiçek.

Geniş ve beyaz istanbul siluetinin üstüne fotomontaj yapılmış gibi duruyor kırmızısı.



Şaşırdın mı?

Çelişki mi bu?

Soğuğun beyazlığının kucağına, sıcağın kırmızısı düştü diye mi çelişki?

Karmaşa mı?

Zamansız, zeminsiz bir kendini kaybediş mi?

Kavga mı?

Sessiz bir direniş mi?
Belki de uyumdur bu.

Birlikte olmaktır zora rağmen.

Çabadır.

Gülümseyiştir.

Güç alıp vermektir.

Nefes alıp vermektir.

Sevgi alıp vermektir.

Günü aydınlık kılmaktır.

Çekip gitmemektir, kalmaktır.

Olduğun yerde, dimdik durmaktır.

Şarkıdır belki, belki şiir okumaktır.

Bir armağandır.

Sarıp sarmalamadır.

inattır. VE MUTLAKA HAYATTIR. *