bugün

mürebbiye

Okudum. Yazılanlardan farklı olarak yapabileceğim tek eleştiri şu: bence hüseyin rahmi, anjel'i batı hayranlığımızın da bir sembolü olarak kullanmış. Özellik o dönemde var olan frenk hayranlığı, o diyardan ne gelirse güzeldir düşüncesi anjel üzerinden eleştirilmiş. Çünkü kız eve fazlaca bir araştırma yapılmadan alınıyor ve türlü belalar getiriyor ev halkının başına.

Değinmek istediğim bir nokta daha var:

-spoiler-

Bir gün evin hizmetçisi eda -ki şivesinden taşralı olduğu anlaşılıyor-, erkekleri pervane etmesi sebebiyle kıskandığı anjel'in kapısını kilitler. Çünkü içeride evin beylerinin bulunduğunu düşünmektedir. Kilitledikten sonra bey'e haber verir. Bey bakar, erkekler odalarında içeride kimse yok. Mürebbiyeyi dinler, yaşanan bu tatsızlıktan dolayı hoş sözlerle Mürebbiyenin gönlünü alır. Eda'yı da yalıdan kovar."
-spoiler-

Ben burada batının maskelenmiş ahlâksızlığı karşısında can çekişen taşra kültürünün biraz yanlış yöntemlerle olsa bile son bir çırpınış yaptığını ancak yine de devrin önemli insanları tarafından kapı dışarı edilişinin eleştirisini gördüm. Ne kadar doğru bilemiyorum tabii.

Yansıttığı devrin sosyolojik çözümlemesinin çok başarılı bir şekilde yapıldığı kitap.