dogaya hastayim maden cikarsa yastayim

türkiye sınırlarında doğruluğu tartışma götürmez laf, büyük kitlelerin ortak fikri. türkiye sınırlarında diyorum çünkü uluslararası madencilik firmalarına ülke menfaatleri doğrultusunda, emniyetsiz çalışma koşulları tespit edilse dahi minimum yaptırımın uygulandığı yerdir türkiye. yenizelanda' nın o muhteşem coğrafyasında öyle bir organizasyon var ki altın çıkarabilmek için, adamların bir tek kuşların yuvalarını elleriyle düzeltmedikleri kalıyor çalışma sahasında. yani herşey o kadar doğal, günlük yaşantıyla ve tabiatla içiçe. buradaki organizasyondan kasıt dekapaj sonrası oluşan pasa problemidir. kaz dağlarında bu pasaların kazıldığı yerde bırakılması sanırım gayet olası bir durum. siyanür meselesine gelince. siyanürle altın aranmaz, siyanürle altın zenginleştirilir. yani kaya kütlesinin içindeki altın parçacıkları siyanür liçiyle çözündürülerek kazanılır. ancak bu siyanürün insan sağlığına zarar verici etkisi olan hcn( gaz form ) oluşmasını tabii ki engellemez. önemli olan siyanür gaz formunun oluşması değil, bu kitleyi filtre edebilerek atmosfere karışmasını önleyebilmektir. bu da ayrı bir tesis masrafını beraberinde getireceğinden yabancı firmalar tyarafından gelişmekte olan bir ülke olan türkiye' nin halkına biraz fazla görülecektir.
son yıllarda popüler bir konu olan çevre köylülerin ayaklanma olaylarına gelince, değişik çevrelerin çeşitli vaadleriyle kafalarının bulandırılabileceği doğru. ancak yapılması gereken hesap son derece düz, yani bu konuda söz söyleyebilecek olan çevre köylüsü değildir. tabii ki şu denkleme göre de bakıldığında bu köylülerimizin isyanına hak vermemek de elde değil.
1,2 milyar dolar net kazanç + emniyetsiz çalışma koşulları + ülke yasalarının hiçe sayılarak iş yapılması ve buna göz yumulması = kaz dağlarının yok oluşu + kanser vakaları.
bana göre 1,2 milyar çok az bir kazanç altın sektöründe bir devlet için. önceki dünya tecrübelerinden de yola çıkmak koşuluyla bu mantıksız şartlar altında dezavantajlı bir durum olmaktan öteye geçemedi henüz bu proje. yine de eğer adamlara emniyet nizamnamelerinin dışına bir adım çıktıklarında dahi çok ağır yaptırımlar uygulanacağının garantisi verilebiliyorsa bu altın çıkartılmalıdır. çünkü yeraltında kaynak bırakılamaz. şimdi olmasa 20 yıl sonra, o zaman olmasa 50 yıl sonra o kitle çıkartılmak zorunda zaten kalacaktır. ama o zaman da insan sağlığına önem vererek, o zaman da saygıyla, o zaman da çevre ile beraber.