bugün

türkiye ekonomisi

Dolar hâlâ aşırı zayıf. Dolar-Euro paritesi 1.40'ın üzerinde seyrediyor. Vadeli işlem fiyatlarına baktığımızda doların yükselmesinin beklenmediği görülmektedir. Amerikan ekonomisi en basit gelişmelere bile olması gerektiğinden fazla tepki veriyor. Ekonomilerin kırılganlığı son noktada. Doların zayıflığı sonucu altın ve petrol fiyatları artmış durumda. Altın ve petrol güvenli liman özelliklerini koruyorlar. Altın son 30 yılın en yüksek fiyat seviyelerinden işlem görüyor. Altın ve petrol ticari mal olma özelliğinden öte bir yatırım enstrümanı gibi spekülasyona maruz kalıyor.

Bu hafta Merkez Bankası Para Politikası Kurulu'nun toplantısı var. Fed'in faiz indirimin ardından yerli kağıtların göreceli getiri miktarlarının artması ve zaten mutlak olarak da yerli bonolara gereğinden fazla faiz ödendiği düşüncesinin yaygın olması sebebiyle Merkez Bankası'ndan yeni bir faiz indirimi beklenmektedir. Fakat Türk ekonomisinin aşırı borçlu ve finansal olarak dış kaynaklara aşırı bağımlı bir yapısı olduğu dikkate alınırsa Merkez Bankası'nın büyük miktarlı bir faiz indirimine gitmesi olasılık dışı gözükmektedir. Dünya ekonomilerinde veya Türk ekonomisinde meydana gelecek bir karışıklık yıllardır sürdürülen faiz-enflasyon regulasyon politikalarını yok edebilir. Bu sebeple Merkez Bankası muhafazakar tavrını sürdürecektir.

Başbakan R. Tayyip Erdoğan faiz dışı fazla hedefinin önümüzdeki sene için %6.5 seviyesinde kalmasının olanaksız olacağını belirtti. Bilindiği üzere IMF destekli programımız dahilinde senelerdir ana hedeflerden birisi senelik %6.5 faiz dışı fazla hedefiydi. Faiz dışı fazla hedefini aşağı çekerek daha çok yatırım ve akabinde büyümeye yönelik iktisadi bir politika uygulanması gündeme alınmış olabilir. Bütçenin sıkılaştırılması ve vergi gelirlerinin artırılmaya çalışılması da bu öngörümüzü destekler niteliktedir. Fakat 2008 yılı için 2007 yılında gerçekleşen kadar özelleştirme geliri elde edilemeyeceği ve bu durumun faiz dışı fazla hedefine olumsuz yansıyacağı da ortadadır.