bugün
- nişanlı kalmanın saçma olması11
- karadeniz bölgesinde yaşamak9
- iyi bir insan olmak için ne yapmam lazım15
- mauro icardi'nin karısı8
- en obez özelliğiniz14
- larisalisa'nın parayla şukulatması9
- namuslu erkek bulmanın çok zor olması16
- 15 mayıs 2024 türkiye japonya voleybol maçı9
- herkesin merak ettiği o piç erkeğim soru alayım18
- 13 yaşındaki kıza tecavüz eden 28 kişi29
- sütyen takmaktaki inanılmaz mantık hatası19
- icardi190514
- şampiyonluk için yanak okşatmak52
- gençler iş beğenmiyor8
- sevdiğiniz sözlük yazarları16
- kızılcık şerbeti dizisi12
- iki adım atınca kan ter içinde kalmak8
- öpüşme ile bulaşan hastalıklar8
- en nefret edilen yazarlar9
- hangi sözlük yazarı ile uyumak isterdin14
- kaç yaşındaki insan evde kalmıştır14
- anın görüntüsü15
- larisalisa18
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri16
- aç karnına poğaça yemek11
- karşı cinse giyim önerileri11
- otoyol ve köprü geçiş ücretlerinin zamlanması20
- jose mourinho29
- en dindar özelliğiniz24
- chat sitesi kurmak9
- yaz aşkı varda kış aşkı neden yok11
- embesil yazarlar9
- 19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçı25
- doğum gününde hatırlanmamak19
- en taşaklı kızların bizim sözlükte bulunması16
- en havalı erkek meslekleri16
- her erkeğin unutamadığı bir kadın vardır10
- burçlara inanmak9
- kezo dili ve edebiyatı8
- zall beceremiyorsan bırak git13
- sözlüğe yeni gelen masum erkek12
- bugün hangi kadın yazara ne diksem15
- hayatınızda kaç kere reddedildiniz19
- kahverengi gözlü olmanın hiç bir işe yaramaması14
- sözlük erkeklerini evire çevire pataklamak8
- şort diken müzisyen motorcu uzun boylu yazar11
- icardi1905 ile jakuziye girmek10
- kimsenin okumadığı sözlükte yazar olmak17
- ali koç9
- günahların takımı galatasaray13
kendileri ankara üniversitesinde çalışmakta olup, kimi yerlerde yazıları çıkmaktadır. aşağıda güncel bir yazısı mevcuttur.
realite baskısı "sorumluluktan kaçış tüneli" kazarken
Bana realiteni söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim dedi ayna. E o kadar güzel kadın varken ayna ile kurduğum ilişki elbette güzellik üzerinden olmayacaktı, ayna, ruha bakıyordu; biçime değil. Benim sabit bir realitem yok dedim aynaya, realiteler değişebilir ama realiteyi kavrama biçimlerinde bir sıkıntı var. Aslında realiteyi pek umursadığım da söylenemez diye ekledim, -nasılsa ruhumu görüyor, yalanın lüzumu yok- diye. Sonra aklıma yeni gelmiş gibi bağırdım: Realite baskısı sorumluluktan kaçış tüneli kazar. Sen iyice uçtun dedi ayna, tamam realiteye fazla biat insanı ruhsuz timsah yaptı diyelim, sorumluluktan kaçmakla ne ilgisi var?
Ayna sıkıcıydı, kediye döndüm yeniden. Sorumluluk kelimesinde mama tabağını göstermişti ve ben ona realite, mamanın yokluğunu gösteriyor diyemezdim, yiyecek yarattım ve realiteyi fazla tanımak ile temel sorumluluğu askıya almak arasındaki ilişkinin saçma olmayacağını yineledim, kedi onayladı beni. Çünkü dedim, aslında yapılması gereken şeyden kaçmak için bir kılıftır realite bunu gerektirdi demek; yani bir şey, bir şeyi gerektiriyorsa, orada bir sorun var demektir. Çünkü realite bu ifadesinde zaten potansiyel olarak bir özür mevcut değil midir, koşullar farklı olsaydı, şimdiki durum bunu gerektirmeseydi, -şeydi, şuydu vs. gibi.
işte benim kafam buraya takılıyordu. Çünkü doğru olanın bahaneye ihtiyacı yoktur, açıklama yapmamızı gerektirmez, neden böyle davrandığımıza ilişkin kimseyi ikna etmemiz gerekmez, haklılık tonu aşikardır ve böylece insan, hakikate karşı sorumlu davranmış olur, yüzeysel realiteye karşı değil. Yüzeysel realite değişkendir, bir dönem düşman olduklarınızla ittifak etmenizde sakınca görmez, bir vakitler ettiğiniz sözlerin değişmesini pek mantıklı bulur. Çünkü realite değişmiştir ama bunu söylediğinizde aslında içten içe hakikatten özür dilediğinizi ben bilirim, tarih de bilir. Dolayısıyla realite baskısı, sorumluluktan kaçış için sinsi bir tünel kazar diye tekrarladım, aynaya döndüm, çatlamıştı.
insan özellikleri konusunda en çok önemsediğim şey listesi durmadan değişir, daha doğrusu listenin kendisi değil de sıralanışı değişir ama şimdi bir şeyden çok eminim, sorumluluk duygusu en önemlisi. Okyanusun kıyısında oturup, susuzluktan ölürken, su tükenir korkusuyla bir damla su içemeyen Butimar ölçüsündeki mitik sorumluluktan kolay söz ederken, yüzeysel kazanımlar için derinliklere veda eden ve kimseye en ufak sorumluluk duymadan yoluna devam edenler de hakikati aşkın bir bölgeye sürüp, gündelik gerçekliğin gerekleriyle yaşamını sürdürenlerdir. Realiteyi tanımıyoruz, içinde fazla hesap, gündelik kaygılar ve on yıl sonra özür diletecek durumlar var dedim kediye. Kedi de tarihe sorumluluğun benden başlıyor dedi. Haklıydı. Şimdi bunu insanlara anlatsam dedim kediye, bana realite dersi vermeye kalkarlar, konjonktür, gereklilik falan bir sürü şey anlatırlar, mahsustan bilmek istemediklerimi, hiç bilmiyormuşum sanırlar. Aman sansınlar dedi kedi, sen benim suyumu tazele.
http://fraksiyon.org/real...an-kacis-tuneli-kazarken/
realite baskısı "sorumluluktan kaçış tüneli" kazarken
Bana realiteni söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim dedi ayna. E o kadar güzel kadın varken ayna ile kurduğum ilişki elbette güzellik üzerinden olmayacaktı, ayna, ruha bakıyordu; biçime değil. Benim sabit bir realitem yok dedim aynaya, realiteler değişebilir ama realiteyi kavrama biçimlerinde bir sıkıntı var. Aslında realiteyi pek umursadığım da söylenemez diye ekledim, -nasılsa ruhumu görüyor, yalanın lüzumu yok- diye. Sonra aklıma yeni gelmiş gibi bağırdım: Realite baskısı sorumluluktan kaçış tüneli kazar. Sen iyice uçtun dedi ayna, tamam realiteye fazla biat insanı ruhsuz timsah yaptı diyelim, sorumluluktan kaçmakla ne ilgisi var?
Ayna sıkıcıydı, kediye döndüm yeniden. Sorumluluk kelimesinde mama tabağını göstermişti ve ben ona realite, mamanın yokluğunu gösteriyor diyemezdim, yiyecek yarattım ve realiteyi fazla tanımak ile temel sorumluluğu askıya almak arasındaki ilişkinin saçma olmayacağını yineledim, kedi onayladı beni. Çünkü dedim, aslında yapılması gereken şeyden kaçmak için bir kılıftır realite bunu gerektirdi demek; yani bir şey, bir şeyi gerektiriyorsa, orada bir sorun var demektir. Çünkü realite bu ifadesinde zaten potansiyel olarak bir özür mevcut değil midir, koşullar farklı olsaydı, şimdiki durum bunu gerektirmeseydi, -şeydi, şuydu vs. gibi.
işte benim kafam buraya takılıyordu. Çünkü doğru olanın bahaneye ihtiyacı yoktur, açıklama yapmamızı gerektirmez, neden böyle davrandığımıza ilişkin kimseyi ikna etmemiz gerekmez, haklılık tonu aşikardır ve böylece insan, hakikate karşı sorumlu davranmış olur, yüzeysel realiteye karşı değil. Yüzeysel realite değişkendir, bir dönem düşman olduklarınızla ittifak etmenizde sakınca görmez, bir vakitler ettiğiniz sözlerin değişmesini pek mantıklı bulur. Çünkü realite değişmiştir ama bunu söylediğinizde aslında içten içe hakikatten özür dilediğinizi ben bilirim, tarih de bilir. Dolayısıyla realite baskısı, sorumluluktan kaçış için sinsi bir tünel kazar diye tekrarladım, aynaya döndüm, çatlamıştı.
insan özellikleri konusunda en çok önemsediğim şey listesi durmadan değişir, daha doğrusu listenin kendisi değil de sıralanışı değişir ama şimdi bir şeyden çok eminim, sorumluluk duygusu en önemlisi. Okyanusun kıyısında oturup, susuzluktan ölürken, su tükenir korkusuyla bir damla su içemeyen Butimar ölçüsündeki mitik sorumluluktan kolay söz ederken, yüzeysel kazanımlar için derinliklere veda eden ve kimseye en ufak sorumluluk duymadan yoluna devam edenler de hakikati aşkın bir bölgeye sürüp, gündelik gerçekliğin gerekleriyle yaşamını sürdürenlerdir. Realiteyi tanımıyoruz, içinde fazla hesap, gündelik kaygılar ve on yıl sonra özür diletecek durumlar var dedim kediye. Kedi de tarihe sorumluluğun benden başlıyor dedi. Haklıydı. Şimdi bunu insanlara anlatsam dedim kediye, bana realite dersi vermeye kalkarlar, konjonktür, gereklilik falan bir sürü şey anlatırlar, mahsustan bilmek istemediklerimi, hiç bilmiyormuşum sanırlar. Aman sansınlar dedi kedi, sen benim suyumu tazele.
http://fraksiyon.org/real...an-kacis-tuneli-kazarken/
güncel Önemli Başlıklar