bugün
- iremga da ki ga'nın anlamı22
- dubai çikolatası43
- herkesin atatürkçü olması22
- gecenin şarkısı8
- kötü davranan erkoya aşık olma sendromu15
- sokak kedisi için para harcayan gerizekalı90
- liseden sonra günyüzü görmemek16
- nasıl bir sevgiliniz olmasını isterdiniz43
- bir trans ile kanka olur musunuz18
- dinsiz olmak13
- evlenmenin amacı nedir sorunsalı25
- şeytandan bile daha kötü insanlar14
- turşu yeme perileri14
- bir sözlük kızının çoraplarını hediye olarak almak10
- uludağ sözlükte hiç kötü insan olmaması12
- atatürk'ü görünce ağlayanlara allah akıl versin16
- sözlük yazarlarının çayları13
- esenyurt belediye başkanının gözaltına alınması30
- yiyip yiyip kilo alamamak10
- 194 hafta sonra mesaj atan kız18
- anahtar parti19
- bir parfüme 15 bin lira veren ekşici16
- anın görüntüsü17
- bik bik'in tapılası ayakları10
- ben onu adam ederim diyen kız15
- yürümekten keyif alınan caddeler11
- kelimelik12
- playstation 5 pro fiyatları11
- yazarlar ülkeyi yönetse yapacakları işler18
- kadınların konuşmasının yasaklanması12
- tuvaleti temiz bırakmamak15
- queen ravennaya alınabilecek hediyeler8
- mehmet şimşek12
- görücü usulü evlenmek19
- g s'i ermeni uşağıdır11
- queen ravenna'nın halloween bayramını kutlamak14
- stres azaltıcı basit aktiviteler19
- diyete başlamak15
- peşini bırakmayan eski sevgili9
- ela gözlü yazarlar birliği15
- 7 yıl kumarhanede çalıştım soruları alayım36
- kuresel10
- sana ateşli geceler yaşatacağım diyen kız17
- osmanlı bir hanım olmak13
- billie eilish'in sahnede yaptığı hareket9
- sözlükteki şişko kadınlar10
- 28 ekim 2024 galatasaray beşiktaş maçı28
- kombiyi açan sözlük yazarları9
- dünyanın yaşı11
- 65 yaşındaki sözlük abazanı14
kanka edindiğimiz hatun kişisiyle birlikte ders çalışırken bir anda "aklı evde kimse yooook!" diye dürtükleyen şeytana uymaktır.
yine yıllardan bir yıl, günlerden bir gün... üniversitedeyim ve iktisat derslerini şıp diye anlayıp sınavların amına koymamdan kelli ders çalıştırmamı isteyen bir ton hatunu avuttuğum yıllar. ben hala bu "birlikte ders çalışma" veya "ders çalıştırma" mevzularına hala gıcığım, onu da belirteyim.
nese efenim, para ve banka dersinden kalmış ve ikinci seferde de kalmak ihtimalinden dolayı yine kanka sıfatıyla anabileceğim bir hatun kızımızın yardım çağrısı ulaştı. e tabi biz bunu "görev" olark addettiğimiz için hemen yardımına koştuk. okul kantininde oturup hem bişeyler içelim hem de yavaş yavaş anlatırım diye planladıktan sonra dev gibi olan iibf kantininin en köşesine çekildik. ortam biraz sessizleşince, başladım beynimdeki ilim irfan şelalesini hatunun beynine doğru akıtmaya. ama maalesef, o kalabalıkta hiç anlamıyordu hanım kankamız. sürekli aklı sağda solda olduğundan dolayı kendisi de bu durumdan rahatsız olmuş olacak ki, "hadi benim eve gidelim, orda daha rahat çalışırız" dedi. ben de allah var aklımda hiçbişey yok ki, hiç oralı olmadan kabul ettim. evine gittik. biz gittiğimizde salonda oturan ev arkadaşına selam verip beş dakika birlikte oturduktan sonra kızın odsına geçtik. ama inanın ikimizde de ne sevişme arzusu, ne de kütükleme güdüsü hasılolmuş değil. nese efenim odada bulunan ders çalışma masasına oturduktan sonra, kantinde bıraktığımız gibi çalışmaya devam ettik. neredeyse yarım saat geçtikten sonra, off sıcak oldu, ben bi üstümü değiştirip geliyorum diyerek gitti. gelirken de elinde iki adet neskafe ve üstünde askılı bodysiyle endam ederek yanıma oturdu ve "selma gitmiş" diyerek ekledi. içimden "yapmayacaktın bunu kanki" diye sızlandıktan sonra ders çalışmaya devam ettik. ama gerçekten sevişmek gibi bir niyetim yok. kanka dediysek kanka, ötesi olmaz. sapla samanı karıştırmamak lazım azizim.
neredeyse 1.5 saat geçti ve yavaş yavaş sırtımızın kamburu çıkmaya, dudaklar pelteleşmeye ve başlar öne doğru düşmeye başlarken, "öff ya sıkıldım, biraz ara verelim" dedi ve çarpraz yaparak masanın üstüne koyduğu ellerinin üzerine koydu başını. koyduğu anda sırtının güzelliği gözümün içine içine giriverdi. hatun minyon bir hatundu. ama trakyalı olmasından kelli hem sarışın hem de orantılı bir bedeni vardı. beli ince poposu kase gibiydi. uzaktan bakıldığında gayet de seksiydi ama yanyana durunca, yer cücesi gibi sırıtıyordu yanımda. nese efenim, sırtını diyorduk; o sırtının güzelliğini gördükten sonra kulağıma bir ses "evde kimse yooook, evde kimse yoooook!" diye fısıldamaya başladı. fısıldamasıyla bir türlü hakim olamadığın dudaklarımla bembeyaz omzuna bir öpücük kondurdum. "aaaaaaa!" diyerek şaşkın ama az da olsa gülümseyen yüzüyle bana baktıktan sonra aylarca eline devranmış ben, dudaklarına yapışma konusunda bir an bile tereddüt etmedim. ilk defa bu kadar minik bir kızla sevişiyordum. ama çok farklı ve güzeldi. öyle ki, her istediğim pozisyona rahatça sokuyor, yeni yöntemler bulma konusunda fazla da sıkıntı çekmiyordum. bir ara doggy pozisyonuna getirdiğimde iki adet elma büyüklüğündeki kalçasının arasındaki vajinasına aleti itiştirdiğimde, şrakkk diye ortadan ikiye ayrılacak diye korktum. üste alıp zıplatmanın verdiği hazzı da o zaman tattım. düşünün ben, 1.90 boyunda insan azmanı, o 50 kilo minicik bir kız. velhasıl, ilginç ama bir o kadar da güzel bir sevişme yaşadık.
o sevişmeden sonra mecburi oluşan birlikteliği arkadaşlara anlatmak biraz zor oldu ama dalga geçmekle, şaşırmak arasında kalan kankaların da bize alışması fazla uzun sürmedi. ama yalnız sevişmek üzerine kurulu bu ilişki de arkadaşların kabullenmesi kadar kısa sürdü. sevişmenin her türlüsünü yaşayıp sıkıldıktan sonra da ayrılıp yollarımıza bıraktığımız yerden devam ettik.
yine yıllardan bir yıl, günlerden bir gün... üniversitedeyim ve iktisat derslerini şıp diye anlayıp sınavların amına koymamdan kelli ders çalıştırmamı isteyen bir ton hatunu avuttuğum yıllar. ben hala bu "birlikte ders çalışma" veya "ders çalıştırma" mevzularına hala gıcığım, onu da belirteyim.
nese efenim, para ve banka dersinden kalmış ve ikinci seferde de kalmak ihtimalinden dolayı yine kanka sıfatıyla anabileceğim bir hatun kızımızın yardım çağrısı ulaştı. e tabi biz bunu "görev" olark addettiğimiz için hemen yardımına koştuk. okul kantininde oturup hem bişeyler içelim hem de yavaş yavaş anlatırım diye planladıktan sonra dev gibi olan iibf kantininin en köşesine çekildik. ortam biraz sessizleşince, başladım beynimdeki ilim irfan şelalesini hatunun beynine doğru akıtmaya. ama maalesef, o kalabalıkta hiç anlamıyordu hanım kankamız. sürekli aklı sağda solda olduğundan dolayı kendisi de bu durumdan rahatsız olmuş olacak ki, "hadi benim eve gidelim, orda daha rahat çalışırız" dedi. ben de allah var aklımda hiçbişey yok ki, hiç oralı olmadan kabul ettim. evine gittik. biz gittiğimizde salonda oturan ev arkadaşına selam verip beş dakika birlikte oturduktan sonra kızın odsına geçtik. ama inanın ikimizde de ne sevişme arzusu, ne de kütükleme güdüsü hasılolmuş değil. nese efenim odada bulunan ders çalışma masasına oturduktan sonra, kantinde bıraktığımız gibi çalışmaya devam ettik. neredeyse yarım saat geçtikten sonra, off sıcak oldu, ben bi üstümü değiştirip geliyorum diyerek gitti. gelirken de elinde iki adet neskafe ve üstünde askılı bodysiyle endam ederek yanıma oturdu ve "selma gitmiş" diyerek ekledi. içimden "yapmayacaktın bunu kanki" diye sızlandıktan sonra ders çalışmaya devam ettik. ama gerçekten sevişmek gibi bir niyetim yok. kanka dediysek kanka, ötesi olmaz. sapla samanı karıştırmamak lazım azizim.
neredeyse 1.5 saat geçti ve yavaş yavaş sırtımızın kamburu çıkmaya, dudaklar pelteleşmeye ve başlar öne doğru düşmeye başlarken, "öff ya sıkıldım, biraz ara verelim" dedi ve çarpraz yaparak masanın üstüne koyduğu ellerinin üzerine koydu başını. koyduğu anda sırtının güzelliği gözümün içine içine giriverdi. hatun minyon bir hatundu. ama trakyalı olmasından kelli hem sarışın hem de orantılı bir bedeni vardı. beli ince poposu kase gibiydi. uzaktan bakıldığında gayet de seksiydi ama yanyana durunca, yer cücesi gibi sırıtıyordu yanımda. nese efenim, sırtını diyorduk; o sırtının güzelliğini gördükten sonra kulağıma bir ses "evde kimse yooook, evde kimse yoooook!" diye fısıldamaya başladı. fısıldamasıyla bir türlü hakim olamadığın dudaklarımla bembeyaz omzuna bir öpücük kondurdum. "aaaaaaa!" diyerek şaşkın ama az da olsa gülümseyen yüzüyle bana baktıktan sonra aylarca eline devranmış ben, dudaklarına yapışma konusunda bir an bile tereddüt etmedim. ilk defa bu kadar minik bir kızla sevişiyordum. ama çok farklı ve güzeldi. öyle ki, her istediğim pozisyona rahatça sokuyor, yeni yöntemler bulma konusunda fazla da sıkıntı çekmiyordum. bir ara doggy pozisyonuna getirdiğimde iki adet elma büyüklüğündeki kalçasının arasındaki vajinasına aleti itiştirdiğimde, şrakkk diye ortadan ikiye ayrılacak diye korktum. üste alıp zıplatmanın verdiği hazzı da o zaman tattım. düşünün ben, 1.90 boyunda insan azmanı, o 50 kilo minicik bir kız. velhasıl, ilginç ama bir o kadar da güzel bir sevişme yaşadık.
o sevişmeden sonra mecburi oluşan birlikteliği arkadaşlara anlatmak biraz zor oldu ama dalga geçmekle, şaşırmak arasında kalan kankaların da bize alışması fazla uzun sürmedi. ama yalnız sevişmek üzerine kurulu bu ilişki de arkadaşların kabullenmesi kadar kısa sürdü. sevişmenin her türlüsünü yaşayıp sıkıldıktan sonra da ayrılıp yollarımıza bıraktığımız yerden devam ettik.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar