bugün

beyoğlu nun en güzel abisi

şayet sizler de zat-ı alim gibi ahmet ümit'i ve kitaplarını taa ergenlik öncesinden beri tanıyor iseniz mutlaka ki bu kitabı da alır okursunuz. merak bu. tanıdıktır çünkü o üslup size. okursunuz okumasına, zaten su gibi akar gider de tat alabilir misiniz, bilmem. zira ben, ahmet ümit'i sırf polisiye tutkumdan ve türk polisiye yazarları kıtlığına kıran girdiğinden okuduğumu farkettim. bir damla polisiye aşkına yani, başka bir şeyden değil...

bana kalırsa, polisiye yazarı edebiyat parçalamak zorunda değildir, edebiyat parçalamak zorunda hissetmesi kadar da saçma bir şey yoktur. polisiye yazarı iyi betimlese kafidir kişileri, mekanları... ki bizler o entrikanın içine azıcık girip heyecanlanabilelim. maksat polisiye olsun yani. hani heyecanlanamayacaksak neden polisiye okuyalım değil mi güzel abim?

misal jeff abbott, maxime chattam belki birer polisiye devi değillerdir. ancak kurguları, polisiye ruhu hissettirebilme yetileri ahmet ümit'ten çok daha fazladır. ki ahmet ümit'in de kendilerinden daha az polisiye tecrübesi yoktur. bu "bestseller olayım da ne olursam olayım" tavırları ile grange olmaktan bir ışık yılı uzaktadır belki sevgili ümit ama en azından bir türk maxime chattam olabilirdi.

her bir yerinden bayağılık fışkıran kitap. her bir yerinden ama. polisiye bu ise eğer, benim allah belamı versin.