bugün

chp nin kamuda başörtüsüne rezalet yaklaşımı

klasik yobaz cümlesidir.

gerçekte rahibe kıyafeti olan türban denen bezparçası kuran'da filan geçmez.

nur suresi 31.ayet ey kadınlar örtülerinizi göğüslerinizden aşağı sarkıtınız der. giysi anlamında kullanılan örtü sözcüğünü yobazlar da alır başörtüsü diye, göğsü de yaka diye çarpıtır.

ey türban savunucuları;

bir başörtüsünün yakadan aşağı sarkması ne demek? zaten başörtüsü aşağı doğru sarkar. bu adeta çişiniz aşağı düşsün demek gibi bişey. böyle gerizekalıca bir cümle olur mu?

30.ayette kadınlar ve erkeklere avret yerlerinizi örtün dendikten sonra 31.ayette de apaçık biçimde ey kadınlar siz göğüslerinizi de örtün deniliyor.

türban denen hurafeyi Allahın emri, dinin gereği varsaymak en hafif deyimle islam dinine hakarettir. islam dini akıl ve mantık dinidir.

bir kadının tek bir saç telinin dahi görünmemesindeki mantık nerededir?
bir kadının hangi uzuvları erkeği tahrik eder herkesin malumudur. ki kuran'da da zaten o uzuvlar örtülmelidir denmektedir. haliyle saçın tamamen örtülmesi tek bir telinin dahi görünmemesi gibi gerizekalıca birşey olabilir mi?

yobaz tayfa belirttiğim üzere örtülerinizi göğüslerinizden aşağı sarkıtın ifadesini alır başörtülerinizi yakadan aşağı sarkıtın diye çarpıtır. bir an bu çarpıtmayı doğru varsayalım. peki bu çarpıtma da bile kadının saçının tek bir teli bile görünmeyecek şeklinde bir ifade var mı? elbette yok.

çarpıttıkları Allah ayetinde bile türban sonucu çıkarılamazken bu hurafeyi savunmak, siyasallaştırıp, simge haline getirmek ve yetinmeyip devlete de bulaştırmaya çalışmak en başta islam dinine savaş açmak değil de nedir?

ve gelelim türban denen bu bez parçasının devlete bulaştırılma hadisesine;

türban bir siyasi simgedir. din bezirganı siyasetin sembolü haline gelmiştir. dolayısı ile hiçbir siyasi simgenin devlete bulaştırılması kabul edilemez.zira bu devletin tarafsızlığını yok eder.

ayrıca hiçbir inanç da devletin konusu olamaz. zira devlet tüm inançlar konusunda da tarafsız olmak zorundadır.eğer devlet bir inancı sahiplenirse bu o inancı paylaşmayan diğer yurttaşların hakkını gaspetmek olur haliyle bu çatışma doğurur.ondan sonra o devlete kim sahip olursa kendi inancını,yaşam şeklini herkese devlet eliyle dayatmaya kalkışır.

inançlar çeşitlidir.aynı dine mensup hatta aynı mezhebe mensup insanların dahi farklı farklı inanç ritüelleri, farklı bakış açıları olabiliyor.haliyle çeşitlilik arzeden din-inanç konusunda devlete düşen görev tüm inançların özgürce yaşanmasını güvence altına almak, hiçbir inancın bir başka inanç üzerinde tahakküm kurmamasını sağlamak ve yine hiçbir inanca da yakın durmamaktır.

devlet hakemdir. a takımı çok güçlü b takımı çok güçsüz diye a takımını tutamaz devlet. haliyle müslümanlar türkiye'de tahminen %95'tir diye, sünni müslümanlar %75-80'dir diye yada türban denen rahibe kıyafetini Allahın emri sanan gerizekalı %30'larda 40'lardadır diye devlet bu ahmaklığı sahiplenemez. sahiplenirse yarın bir gün bir başka iktidar da çıkar kendi inancına göre bir takım kanunlar çıkarır ve zorla uygular.

buna basit bir örnek verelim 1965'lerden 91'e kadar arnavutluk'ta resmi inanç ateizmdi.zira enver hoxha denen diktatör ve şürekası komünist rejimde devlete hakim olduklarından kendi inançlarını tüm arnavutluk'a dayatmışlardı. halkın %70'e yakını müslüman, % 30'a yakını hristiyandı ama tüm camiler,kiliseler kapatılmıştı.tüm dinler yasaktı. rejim yıkıldıktan sonra insanlar camilere kiliselere koştu.

bu basit örnek gösteriyor ki güç kelle hesabına bakmıyor.o devlet gücünü kim eline geçirirse dilediğini dayatabiliyor. işte bu yüzden demokrasi elzemdir ve demokrasinin olmazsa olmaz ilkelerinden biridir laiklik.

kimse kimseye inancını dayatamasın diye gereklidir laiklik.kimse inançları siyasetin konusu yapıp sömürmesin diye gereklidir laiklik.

tekrar etmek gerekirse türban din bezirganı siyasetin aşağı yukarı 80'lerin ortalarından itibaren siyasi sembol haline getirdiği bir kıyafettir. öncülü kara peçedir ve kara peçe 19.yy'da ingiliz emperyalizmi eliyle arap yarımadasına sokulmuş ve oradan islam toplumlarına enjekte edilmiş bir hurafedir. amerikan emperyalizmi de bu kara peçeyi modifiye edip türbana çevirmiştir.80'lerin ortalarından itibaren tarikatlar eliyle adım adım başörtülü kadınlar türbana çevrilmeye çalışılmıştır.siyasal islam diye adlandırılan dinci siyaset 90'larla birlikte büyük oy oranlarına ulaşıp belediyeleri hatta iktidarı almaya başlayınca bu güçle birlikte türban daha da yaygınlaştırılmıştır.

türban da saçın tek bir teli bile görünmez ama başörtüsünde saçlar görünür zira başörtüsü geleneksel bir kıyafettir değişik bağlama şekilleri vardır sadece islam toplumlarında değil başka toplumlarda da vardır. genç kadınlarda askesuar, yaşını almış kadınlarda ise bir tür mutassıplık tezahürüdür.

emperyalizmin yegane amacı sömürmeye yada bölmeye çalıştığı ülkenin geri kalmasıdır ki bu planlara karşı koyamasın. geri kalmanın da 1.kuralı o toplumun yarısının toplumsal hayattan izole olmasıdır böylece o toplum topal kalır.ağzıyla kuş tutsa kalkınamaz,gelişemez,kendisine yönelik kirli planlara karşı koyamaz.

türkiye tüm emperyal destekli irticai niyetlere ve çok zaman iktidar edilmiş işbirlikçi sağ siyasetlere rağmen topal kalmamakta direnmiştir. 10 yıldır akp eliyle yapılansa türkiyeyi topal bırakmaktır. türbanı devlete bulaştırma amacı bunun gereğidir.

akp'nin kadına bakışı ortadadır. kadını bir mal bir eşya gibi gören,eve kapatan,dışarı saldığında da her yerini örtmeye çalışan ortaçağ zihniyeti tüm topluma hakim kılınmaya çalışılmaktadır.

chp'nin bu bez parçasına yönelik attığı adım danıştay 2010 referandumundan sonra akp güdümüne girdiğinden beyhude bir gayret olsa da chp namına doğru bir adımdır.

son olarak şu konuya da bir vurgu yapmak da fayda var; bu yobaz takımının bakış açısı; e başın açık memur oluyorsun kapalı olamıyorsun.

iyi de cahilim yobazım; türban bir inanç ritüeli haline gelmiş bana göre gerizekalıca bir hurafe siyasal bir simge, sana göre ise dininin gereği işin bu kısmı önemli değil. sonuca baktığımızda bir inanç ritüelidir artık. ancak başın açık olması bir inanç gereği değil ki.

inancım gereği başımı açıyorum diyen duydun mu hiç?

başın açık olması herhangi bir inancın gereği değildir ama başın kapalı oldu mu otomatikman bir inanç ifşaatıdır bu. sen memursan devleti temsil ediyorsun ve devleti temsil edenlerin bir kısmı herhangi bir inancı sahiplenirse o devletin tarafsızlığı kalır mı?

devlet memuru hakemdir. kılığıyla kıyafetiyle,eylem ve söylemleriyle hiçbir siyasetin tarafını tuttamaz,hiçbir inancın,dinin tarafını tutamaz.bir futbol takımının tarafını dahi tutamaz. kendi özel hayatında inancı da olacak,tuttuğu takım da olacak,tuttuğu siyasi parti de olacak.ama devlet görevini ifa ederken hiçbir renk vermeyecek.

bir maçın hakemi sahaya atıyorum sarı kırmızı, gs amblemli formayla çıkarsa tarafsızlığı kalır mı? işte türbanı savunanlar da hakem olan devlet memuru sahaya yani kamusal alana türbanla çıksın istiyorlar.