bugün
- sözlük bir tımarhane olsa doktoru kim olurdu8
- rte türkiyenin geleceğinin garantisidir15
- en sevmediğiniz sözlük yazarları8
- sokak köpekleri11
- amerikan film klişeleri13
- ramazanda anne sütü içmeyen oruçlu bebek10
- vatanınızın kıymetini bilen diyen gurbetçi14
- magicovento14
- meral akşener13
- kuresele yavsayan gotler tam liste9
- öğretmen maaşları12
- kürt milliyetçiliğinin çok komik olması23
- kuduz karantinası olan bölgeden 35 köpek almak13
- anın görüntüsü16
- beyler moralim bozuk yardımcı olur musunuz10
- çağırılan yere gitmemek için bulunan bahaneler17
- gideon reid morgan jj27
- herkesle iyi geçinmek13
- yazarların bira içme rekorları15
- uzay pornosunun adı ne olmalı17
- cinlerin musallat olma sebepleri21
- hangi yazar hangi burç14
- 4 israilli rehine için 274 filistinli ölmesi8
- türbanlı bacımızın milletin ortasında öpüşmesi21
- kur koruma ne demek14
- galatasaray'ın ünlü bir hakemle anlaşması10
- kalp krizi8
- tehlike içermeyen köpeği götüreni durdurmak10
- yalnguk oglu10
- 25 yaşındaki kız 38 yaşındaki erkek ilişkisi15
- kız arkadaşı yüzünden kendini asan genç8
- tebliğcilerin insanların giyimine karışması10
- özgür özel8
- lise mezuniyet törenleri10
- istanbul10
- tezgahtarlık yapan doktora mezunu16
- su faturasının elektrik faturasını sollaması9
- sözlükten hatun kaldırmak19
- ali koç da bizim aziz yıldırım da bizim22
- gavsın 4 büyük meleğin özelliklerini taşıması13
- irem derici'nin erkek sevdası17
- akraba evliliği bir özgürlüktür19
- savaştaki ülkelerden daha fazla enflasyon olması16
- bizi tanrı değil bilim kurtaracak16
- hiç yaşamadığın şeyi hatırlamak11
- ali koç12
- kadının kocasına ismi ile seslenmesi mekruhtur18
- ellerim bos gonlum hos9
- küresel ıkınmanın yahudi olması gerçeği14
- islam10
You took my heart and you held it in your mouth
Kalbimi aldın ve ağzında tuttun
And, with the word all my love came rushing out
Ve bir sözünle, tüm aşkım dışarı fırladı
And, every whisper, its the worst,
Ve herbir fısıldamada, daha da kötü
Emptied out by a single word
Tek bir kelime ile boşaltıldım
There is a hollow in me now
Şimdi içimde büyük bir boşluk var
So I put my faith in something unknown
O yüzden inancımı bilinmeyen birşeyin içine koydum
Im living on such sweet nothing
Tatlı birşeyde yaşıyorum
But Im tired of hope with nothing to hold
Ancak tutunacak hiçbir şeyim kalmadı, umuttan bıktım
Im living on such sweet nothing
Tatlı birşeyde yaşıyorum
And its hard to learn
Ve öğrenmesi zor
And its hard to love
Sevmek zor
When youre giving me such sweet nothing
Bana bu kadar tatlı birşey verdiğinde
Sweet nothing, sweet nothing
Tatlı bir şey, tatlı bir şey
Youre giving me such sweet nothing
Bana tatlı bir şey veriyorsun
It isnt easy for me to let it go
Onu öylesine bırakmak benim için kolay değil
Cause I swallow every single word
Çünkü her bir kelimeyi yutuyorum
And every whisper, every sigh
Ve herbir fısıltı, herbir ifade
Eats away this heart of mine
Benim kalbimi yiyip bitiriyor
And there is a hollow in me now
Ve şimdi içimde bir boşluk var
So I put my faith in something unknown
O yüzden inancımı bilinmeyen birşeyin içine koydum
Im living on such sweet nothing
Tatlı birşeyde yaşıyorum
But Im tired of hope with nothing to hold
Ancak tutunacak hiçbir şeyim kalmadı, umuttan bıktım
Im living on such sweet nothing
Tatlı birşeyde yaşıyorum
And its hard to learn
Ve öğrenmesi zor
And its hard to love
Sevmek zor
When youre giving me such sweet nothing
Bana bu kadar tatlı birşey verdiğinde
Sweet nothing, sweet nothing
Tatlı bir şey, tatlı bir şey
Youre giving me such sweet nothing
Bana tatlı bir şey veriyorsun
And its not enough
Ve yeterli değil
To tell me that you care
Baktiğini söylemek için
When, we both know the words are empty air
Kelimelerin boş hava olduğunu bildiğimde
You give me nothing
Bana hiçbir şey vermiyorsun.
Kalbimi aldın ve ağzında tuttun
And, with the word all my love came rushing out
Ve bir sözünle, tüm aşkım dışarı fırladı
And, every whisper, its the worst,
Ve herbir fısıldamada, daha da kötü
Emptied out by a single word
Tek bir kelime ile boşaltıldım
There is a hollow in me now
Şimdi içimde büyük bir boşluk var
So I put my faith in something unknown
O yüzden inancımı bilinmeyen birşeyin içine koydum
Im living on such sweet nothing
Tatlı birşeyde yaşıyorum
But Im tired of hope with nothing to hold
Ancak tutunacak hiçbir şeyim kalmadı, umuttan bıktım
Im living on such sweet nothing
Tatlı birşeyde yaşıyorum
And its hard to learn
Ve öğrenmesi zor
And its hard to love
Sevmek zor
When youre giving me such sweet nothing
Bana bu kadar tatlı birşey verdiğinde
Sweet nothing, sweet nothing
Tatlı bir şey, tatlı bir şey
Youre giving me such sweet nothing
Bana tatlı bir şey veriyorsun
It isnt easy for me to let it go
Onu öylesine bırakmak benim için kolay değil
Cause I swallow every single word
Çünkü her bir kelimeyi yutuyorum
And every whisper, every sigh
Ve herbir fısıltı, herbir ifade
Eats away this heart of mine
Benim kalbimi yiyip bitiriyor
And there is a hollow in me now
Ve şimdi içimde bir boşluk var
So I put my faith in something unknown
O yüzden inancımı bilinmeyen birşeyin içine koydum
Im living on such sweet nothing
Tatlı birşeyde yaşıyorum
But Im tired of hope with nothing to hold
Ancak tutunacak hiçbir şeyim kalmadı, umuttan bıktım
Im living on such sweet nothing
Tatlı birşeyde yaşıyorum
And its hard to learn
Ve öğrenmesi zor
And its hard to love
Sevmek zor
When youre giving me such sweet nothing
Bana bu kadar tatlı birşey verdiğinde
Sweet nothing, sweet nothing
Tatlı bir şey, tatlı bir şey
Youre giving me such sweet nothing
Bana tatlı bir şey veriyorsun
And its not enough
Ve yeterli değil
To tell me that you care
Baktiğini söylemek için
When, we both know the words are empty air
Kelimelerin boş hava olduğunu bildiğimde
You give me nothing
Bana hiçbir şey vermiyorsun.
güncel Önemli Başlıklar